| Sadece bu şartla taburcu olmana müsaade ederim. | Open Subtitles | هذه هي الحالة الوحيدة التي سأوصي لهم بخروجك فيها |
| Sadece bu şartla taburcu olmana müsaade ederim. | Open Subtitles | هذه هي الحالة الوحيدة التي سأوصي لهم بخروجك فيها |
| -Seçim kampanyasının ortasındayım. -Sizi ne kadar çabuk iyileştirirsek o kadar çabuk taburcu edebiliriz. | Open Subtitles | أنا في وسط حملة - كلما أسرعنا بعلاجك كلما أسرعت بخروجك من هنا - |
| Senin Çıktığını söylememek biraz garip oluyor. | Open Subtitles | أشعر بغرابة ألا أخبره بخروجك |
| Jack Çıktığını duymuş, yaşlı Buck'ı aradı ve; işte buradayız. | Open Subtitles | (جاك) سمع بخروجك من السجن وهانحن هنا |
| - Çıktığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم بخروجك |
| Şey, büyükannenin zayıf sağlığı göz önüne alınırsa, kampüsten çıkmana izin vermemek zalimlik olurdu. | Open Subtitles | نظراً لظروف جدتكِ الصحيـة سيكـون قسـوة أن لا يسمح بخروجك |
| Sen bir psikopatsın. Burası senin hapishanen. Dışarı çıkmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا أريد أن أساعد، إنّك معتل نفسيًّا، هذا المكان سجنك ولن أسمح بخروجك. |
| taburcu olacağını bana söylemeliydin. | Open Subtitles | كان يجب عليكِ ان تخبريني بخروجك |
| Çıktığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم بخروجك |
| Hapisten çıkmana sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيدة بخروجك |