"بخزي" - Translation from Arabic to Turkish

    • utanç
        
    • Utana
        
    • utancıyla
        
    Öylesine bir yıkıma sebep olduğum için babam beni utanç içinde Kuzey Su Kabilesi'nden sürgün etti. Open Subtitles و لكوني السبب في ذلك الضرر الجسيم قام أبي بنفيي من قبيلة الماء الجنوبية بخزي
    Haddinden fazla kullandığın güzellik ürünlerinin zehriyle kimsenin bakmadığını düşündüğün zamanlarda utanç içinde yediğini gördüğüm turtaların arasında Cheerios'un onurunu koruyup onlara yeni bir ulusal şampiyonluk getirecek ateş ve yaratıcılığa sahip olduğunu fark etmemiştim. Open Subtitles بين الأبخرة السامة من منتجات التجميل المفرطة وكل تلك الفطائر القمرية أراكِ تأكلين بخزي بدورة المياه
    Resmen kaçamak bir utanç ve arzulama havası vardı. Open Subtitles لقد كان الجو مليئاً بخزي خفي و توق
    Bu büyük kaybın utancıyla İmparator Hadrian ülkesini Büyük Britanya'dan sonsuza dek ayırmak için büyük surlar inşa etti. Open Subtitles بخزي , أمر الإمبراطور (هادريان) ببناء جدار ضخم لوقف المرور الى بريطانيا إلى الأبد
    Bu büyük kaybın utancıyla İmparator Hadrian ülkesini Büyük Britanya'dan sonsuza dek ayırmak için büyük surlar inşa etti. Open Subtitles بخزي , أمر الإمبراطور (هادريان) ببناء جدار ضخم
    "Orta yerde alay konusu olan ve dışlanan biri utanç duyar. Open Subtitles "الرجل يشعر بخزي بكونه مصدر للسخرية و مرفوض علانية يقتضيالأمروجودأتباع"
    Hayır. Kovulup burayı utanç içinde terk ediyorsun. Open Subtitles لا انت ستفصلين و تعيشين بخزي
    Ancak, hala utanç duyuyorum. Open Subtitles ولكن ما زلت بخزي.
    Bu bana nasip oldu. DNA sonucunu okuduğumda utanç duymadım. Open Subtitles "كان ذلك من حظي، كنت سأشعر بخزي عندما ...
    Korkmus ve utanç dolu bir şekilde dinliyorum, günün olan biteni hakkında gevezelik etmemi Cumhurbaşkanı'na ilan-ı aşk etmemi ve tabii ki kalp kırıklığımı; bazen hain, bazen kaba, bazen aptal benliğimi gaddar, bağışlamaz, görgüsüz oluşumu; çok derin bir utanç içinde benim bile tanımadığım kendimin en kötü versiyonu oluşumu dinliyorum. TED كنت أستمع بخزي و أنا مرتعبة كنت أستمع لنفسي و أنا أثرثر حول أحداث اليوم كنت أستمع و أنا أصرح بحبي للرئيس و بالتأكيد حسرتي كنت أستمع أحيانا إلى نفسي الحقودة و الفظة أحيانا و السخيفة أحيانا أخرى كوني قاسية و لا أغفر و فظة. أستمع بعمق و أشعر بعميق الخزي إلى أسوأ نسخة من نفسي إلى نفس لم أستطع حتى التعرف إليها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more