Ve altı ay önce FDA ileri evre lenfomanın CAR T hücreleriyle tedavisini onayladı. | TED | لقد اعتمدت هيئة الغذاء والدواء منذ 6 أشهر العلاج لسرطان الليمفوما بخلايا الكار تي. |
Ama apandisitimin kanser hücreleriyle dolu olduğunu söylemiştiniz. Apandistiniz bize lenfomatik atipiyi işaret eden hücrelerle doluydu. | Open Subtitles | زائدتكِ الدوديّة كانت مليئة بخلايا أظهرت ليمفوما لا نمطيّة |
İşte bu da benim hikayem, kaybedilen beyin hücreleriyle kendini abartma, belki de biraz palavrayla örülmüş ama o da olmadan nasıl olacak ki bu hayat? | Open Subtitles | هذه هي قصتي مُغيّمة بخلايا عقلية ضائعة تبجيل للنفس , و ربما بعض الهراء |
Ancak, 50 yaşına geldiğimizde, doğduğumuzda beynimizde bulunan bütün sinir hücrelerini, yetişkinliğimizde çoğalan hücrelerle değiştirmiş oluyoruz. | TED | ولكن مع مرور الوقت وبلوغنا 50، نكون قد استبدلنا كل الخلايا العصبية التي وُلدنا بها في ذلك الجزء بخلايا عصبية بالغة. |
Daha sonra hücreleri alıyoruz, damar hücrelerini, kan damarı hücrelerini, yani hastanın kendi hücrelerini bu damarsal ağaç yapısına serpiyoruz. | TED | نأخذ الخلايا , الخلايا الوعائية خلايا الوعاء الدموي, و نتخلل الشجرة الوعائية بخلايا المريض نفسه. |
Tabii ki, daha önce de bahsettiğim üzere, artık beyin fonksiyonlarının haritasını çıkarmaya başlayabildiğimize göre bu fonksiyonları tek tek hücrelerle ilişkilendirebiliriz. | TED | وبالطبع ، كما ذكرت سابقاً ، حيث بإمكاننا الآن بدء عمل خريطةٍ لوظائف الدماغ ، وبالتالي بإمكاننا ربط تلك الوظائف بخلايا معينة. |
Keşke. Ateşi yok, akyuvar sayısı normal. | Open Subtitles | في أحلامك لا حمى، لا تناقص بخلايا الدم البيضاء |
- Yani beyinlerine denizanası hücreleriyle enjekte ediyordu. | Open Subtitles | لذلك حقن أدمغتهم بخلايا قنديل البحر نعم |
Örnek vermek gerekirse, kahverengi tabakada Langerhans hücresi denilen hücreler var. Vücudumuzun her bir milimetre karesi bu Langerhans hücreleriyle dolu, bu resimde göstermediğimiz başka bağışıklık hücreleri de var. | TED | وكمثال واحد، في الطبقة البنية هناك نوع معين من الخلايا تسمى خلية لانجيرهانز كل مليمتر مربع من جسمنا ممتليء بخلايا لانجيرهانز، تلك الخلايا المناعية، وغييرها طبعا كما تشاهدون والتي لم نبرزها في هذه الصورة. |
Lucy'in tişörtündeki kanı analiz ettik. Rahim içi zarı hücreleriyle doluydu. | Open Subtitles | فحصنا الدم على قميص (لوسي) ملئ بخلايا بطانة الرحم |
Ve milyarlarca kişinin DNA'sını tek tek oğlunun hücreleriyle bağladı. | Open Subtitles | و زرعها بخلايا ابنه نفسها. |
Karaciğerin dışına da, yine hastanın kendi karaciğer hücrelerini serpiyoruz. | TED | نتخلل الجزء الخارجي للكبد بخلايا كبد المريض نفسه |
Kesiği kapatmak için kan hücrelerini yönlendirmek yaptığın şeyden çok da uzak değil. | Open Subtitles | . . التلاعب بخلايا الدم لعلاج جرح ما هذا ليس بعيد عن مايمكنك فعله |
Kanser kök hücrelerini ilk duyduğumda, anlam verememiştim: Kök hücrelerini duymuştum; geleceğin mucizevi bir çözüm olduklarını biliyordum - gelecekte belki de bir çok hastalığı tedavisi. | TED | بدايةً عندما سمعت بخلايا السرطان الجذعيّه، لم أعرف عنها شيئاً. سمعت بالخلايا الجذعيّه، وسمعت أنها مستقبلاً ستكون علاجاً شافياً - الدواء لكل داء في المستقبل، ربما، |
İkinci hava akışı, son derece özelleşmiş koku alıcı hücrelerle dolu bir bölgeye girer, bizim beş milyon hücremize karşılık, onların birkaç yüz milyon tanesi vardır. | TED | يدخل الهواء المتدفق الآخر إلى مناطق مليئة بخلايا حاسة الشم مئات من ملايين الخلايا مقارنة مع خمسة ملايين فقط لدينا |
bu örnekteki kanda akyuvar sayısı çok yüksek akyuvar sayısı, vücudun bir mikrop veya yarayla uğraştığında artarlar. | Open Subtitles | ،الدم ، فى هذه الحالة كان مرتفعاً بخلايا الدم البيضاء لأن خلايا الدم البيضاء ترتفع عندما تعاني من أصابة خطيرة أو عدوى |
Alyuvar yok, akyuvar yok. Seroloji negatif. -Yine Alzheimer'a kaldık yani. | Open Subtitles | -لا تغير بخلايا الدم البيضاء أو الحمراء، لا شئ بالمصول مما يعيدنا لالزهايمر |