"بخلق" - Translation from Arabic to Turkish

    • yarattı
        
    • yaratarak
        
    • yarattığı
        
    • yaratıyor
        
    • yaratmaya
        
    • yaratıyorum
        
    • yarattığını
        
    • çıkarmak istiyormuşsunuz
        
    • yaratmak
        
    Tanrı her yere yetişemez, anneleri de bunun için yarattı zaten. Open Subtitles لا يمكن لله التواجد في كل مكان لذلك قام بخلق الأمهات
    Yani, Phil ve Alice kendi grup davalarını yarattı. Open Subtitles إذاً قام كلاهما بخلق قضية قانونية بشروطهما
    Bu ücret ve pay, ekonomiyi ve inovasyonları milyonlarca iş yaratarak canlandırırdı. TED هذه الرسوم وتوزيع الأرباح سيحفز الاقتصاد والابتكار، بخلق ملايين الوظائف.
    Kendi yarattığı kazalarla, kendi resimlerini oluşturmaya başladı. Open Subtitles وبدأ بخلق صوره الخاصة بالحوادث التي يسبّبها
    Bunu Tomás Saraceno üretti ve bu büyük alanları alıp yalnızca elastik ipler kullanarak bu büyük donanımları yaratıyor. TED وقد تم إنشاؤه من قبل توماس ساراسينو، واحتل هذه المساحات الكبيرة، بخلق هذه المنشآت الضخمة باستخدام الحبال المرنة فقط.
    Bunun mitolojisinden bir dünya yaratmaya başlıyorum. TED والآن من الأسطورة المتعلقة بذلك، بدأت بخلق عالم.
    Bu odada insanların hayal dahi edemeyeceği şeyler yaratıyorum. Open Subtitles في هذه الغرفة قُمت بخلق أشياء مكنت الناس من العيش في طرق لم يتخيلوها
    Başka birinin, komşu vilayette bir yerlerde başka bir evren yarattığını düşünür müsün? Open Subtitles هل تحسب أن آخر قد قام بخلق الأشياء فى مكان آخر فى المقاطعة التالية ؟
    Hiç sanmıyorum, daha çok kavga çıkarmak istiyormuşsunuz gibi geldi. Open Subtitles لا أعتقد ذلك، إنّها أشبه بخلق معركة
    Dünya, uzayda artık dönmek için evleri olmayan bir sürgünler ırkı yarattı. Open Subtitles المريخ قام بخلق سباق من المنفيين في الفضاء من ليس لديه منازل ليعود إليها ؟
    Doğa kendinden bağımsız bir bakış açısı yarattı. Open Subtitles الطبيعة قامت بخلق جانب آخر منفصل من الطبيعة نفسها *يقصد الإنسان*
    O da insanı yarattı, kendi suretinde. Open Subtitles ولذلك قام بخلق الإنسان وجعله على صورته.
    Dev kabarcık bulutları yaratarak, birbirlerine gözdağı veriyorlar. Open Subtitles الذكور في الأسفل يُهدّدون بعضهم الآخر، بخلق سُحبٍ كبيرة من الفقاقيع.
    Ben tam anlamıyla ölümsüz hâle geldiğimde doğa buna öldürülebilen bir hâlimi yaratarak karşılık verdi. Open Subtitles لمّا غدوت خالدًا، ثأرت الطبيعة بخلق نسخة منّي يمكن قتلها.
    Dünyayı ve insanoğlunu kendi suretinden yarattığı vakit. Open Subtitles عندما قام بخلق الأرض و الناس على أحسن صورة
    Dünyayı ve insanoğlunu kendi suretinden yarattığı vakit. Open Subtitles عندما قام بخلق الأرض و الناس على أحسن صورة
    Teknolojiyi biz yaratıyoruz, bu teknoloji paylaşılan yeni deneyimi yaratıyor, bu deneyim ise yeni dünyayı yaratacak. TED نحن نبتكر التكنولوجيا التى ستقوم على خلق تجربة جديدة مشتركة ، والتى ستقوم بخلق العالم الجديد.
    Kemikleriyle kendi yeraltı mezarlığını yaratıyor olabilir. Open Subtitles رُبما هو يقوم بخلق إمبراطوريته بإستخدام تلك العظام
    Matematikçiler var olmayan şekilleri yaratmaya başladılar. TED حينها بدأ علماء الرياضيات بخلق أشكال لم تكن موجودة.
    Şekil çizer gibi birinin suratını çizmektense gözlerimi onlara doğrultuyorum ve duyduğum notaları not alıyorum. Sonrasında ses portreleri yaratıyorum. TED فبدلاً من رسم وجه شخص ٍ ما، مثل رسم الشكل، فإني أوجه إليه العين الإلكترونية وأدوّن النغمات المختلفة التي أسمعها، وعندها أقوم بخلق صورٍ صوتية.
    Tanrı'nın Adem ve Havva'yı yaratmadan önce Lilith'i yarattığını söyler. Open Subtitles و ينص على أنه قبل خلق الرب لآدم و حواء قام بخلق ليليث
    Hiç sanmıyorum, daha çok kavga çıkarmak istiyormuşsunuz gibi geldi. Open Subtitles لا أعتقد ذلك، إنّها أشبه بخلق معركة
    Eğer onarılabilirlik yeni bir gereksinim ise, çözüm yeni bir fonksiyon yaratmak, Bay Onarılabilirlik. TED إن كانت القابلية للتصليح هي المتطلب الجديد، فإذاً الحل هو بخلق دور جديد، الأستاذ. القابلية للتصليح.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more