Ve eğer, baskı altında sorumlulu kararlar verip, veremeyeceğiniz test edilecek. | Open Subtitles | و سنختبركم لنرى إذا كان بإمكانكم أن تقوموا بخيارات سريعةو مسؤولةتحتالضغط. |
Böyle şeyler olduğunda insanlar mantıklı kararlar vermez. | Open Subtitles | عندما يحصل شيء كهذا لا تقوم بخيارات راجحة |
Kötü tercihler yapmak, kriz anında yanlış haraketlerde bulunmak, ve olabilecek tüm kötü davranışlar bu akademiden atılmanıza neden olacaktır. | Open Subtitles | القيام بخيارات ضعيفة و الفشل بعرض أحكامكم في حالة الأزمات كلها سمات سلبية يمكنها أن تجعلكمغيرمؤهلينلهذهالأكاديمية. |
Son zamanlarda bazı kötü tercihler yaptım ama bu çok iyi çok doğru geliyor. | Open Subtitles | أتعلمين شيئاً؟ قمت بخيارات سيئة جدّاً مؤخراً، لكن يبدو هذا ممتازاً، وصواباً. |
Belki diğer seçenekleri de düşünmeliyiz, en uç seçenekleri bile. - Fi ne diyorsun? | Open Subtitles | ربما علينا التفكير بخيارات أخرى حتى اليائسة منها |
Bana fazla bir seçenek bırakmıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إنك لن تتركني مع كل هذا الجحيم بخيارات عديدة، أليس كذلك؟ |
Ford Motor Şirketi'nin en hoş şimdiye kadar sunulan en fazla seçenekle yeniden tasarlanmış Ford Mustang modelini tanıtıyoruz. | Open Subtitles | فورد موستنق في تاريخ شركة ، فـورد للسيارات بخيارات متعددة أكثر من أي وقت مضى تسجيل بدون سقف |
Bir organizasyonun devam edebilmesinin tek şansı üyelerinin kişisel tercihlerini herkesin iyiliği için bir kenara bırakmalarıdır. | Open Subtitles | تصمد الجمعية لأن أعضائها على استعداد للتضحية بخيارات شخصية، لصالح الجميع. |
Fakat,demem o ki,o kadar sarhoş olduktan sonra kimse doğru seçimler yapamaz. | Open Subtitles | لكن, أنا أقصد, كلنا كنا سكارى ولا أحد كان يقوم بخيارات جيدة |
Deneyimli insanların burada kötü kararlar verdiğini gördüm. | Open Subtitles | أرى أناس هنا بخبرات حقيقة يقومون بخيارات خاطئة |
Biz, insanlığın kendi varlığını koruması için İnsandışılarla ilgili zor kararlar alacağı bir dönüm noktasındayız. | Open Subtitles | نحن في وضع حرج ..حيث اللا بشر سيتعين على البشرية القيام بخيارات صعبة للحفاظ على وجودنا وهؤلاء اللا بشر |
Çünkü, uçuşunuzu üç dakikayla kaçırdığınızda, farklı kararlar verip daha iyi bir sonuç elde ettiğinizin hayalini kurmak acı verecek şekilde çok kolaydır. | TED | لأنه إن فاتتك الرحلة بسبب ثلاث دقائق فمن السهل أن تتألم فى التخيل أنك كان يمكن أن تقوم بخيارات أخرى كان يمكن أن تقود إلى نتائج أفضل. |
N'oa daha iyi tercihler yapmalıydı. | Open Subtitles | نوهه عليها القيام بخيارات أفضل |
Yas içindeyken hatalı tercihler yapılır. | Open Subtitles | وعندما تحزن تقوم بخيارات سيئة |
Bu gelişmeler ışığında diğer seçenekleri değerlendirmeliyiz. | Open Subtitles | على ضوء هذه التطورات، نحتاج الإمعان بخيارات اخرى |
Hey, Johny sanırım kesin seçenekleri gözden geçirmelisin karının gerçekten kim olduğunu biliyorsan. | Open Subtitles | "جونى" أن اعتقد أعتقد بأنه يجب أن تهتم بخيارات محددة إن عرفت من هى زوجتك حقاً |
Ayrıca kendi ofisinizi kontrol etmekte başarısız olmanız projeyi tehlikeye attı ve beni başka seçenek aramaya zorladı. | Open Subtitles | و فشلك في إدارة مكتبك الخاص سبب خطورة على هذا المشروع و أجبرني على القيام بخيارات أخرى |
Birkaç seçenekle, çıkardım, | Open Subtitles | بخيارات محدودة, لقد انطلقت, |
İnsanların tercihlerini umursamam. | Open Subtitles | لا أهتم بخيارات الناس |
Diyelim ki farklı seçimler yapmanın korkunç sonuçları olabilir. Hak veriyorum. | TED | وللإعتراف، ربما يكون هناك عواقب وخيمة للقيام بخيارات مختلفة، سأقدمُ لكم هذا. |