Evet belki sana yalan söyledim ama asla ihanet etmedim. | Open Subtitles | أجل، ربما أكون قد كذبت، لكنني لم أقم بخيانتك قط |
Ve sizi suçlu buldum avukat bey... dostlarına ihanet etmekten... ülkene ihanet etmekten... yeminine sadık kalmamaktan... beni yargılayıp satmaktan suçlu buldum. | Open Subtitles | وأنا أري أنك مذنب ، أيها المستشار مذنب بخيانتك للأخيك الإنسان مذنب لخيانتك للوطن |
Sonra sana ihanet etti... aynen kalbini kırdığı ejderhaya ihanet ettiği gibi. | Open Subtitles | ثم قام بخيانتك مثلما خان التنين الذى كسر قلبه |
Bayan Florrick, eşiniz sizi Amber Madison adında bir fahişe ile aldattı. | Open Subtitles | إذاً سيدة فلوريك, لقد قام زجك بخيانتك مع عاهرة تدعى آمبر ماديسون |
Jodhaa, bu rakhi daima bileğimde olacak bana hep ihanetini hatırlatacak! | Open Subtitles | ستظل إسوارتك دائماً حول رسغي يا جودها ستذكرني دوماً بخيانتك هذه |
Sonra sana ihanet etti... aynen kalbini kırdığı ejderhaya ihanet ettiği gibi. | Open Subtitles | ثم قام بخيانتك مثلما خان التنين الذى كسر قلبه |
Sana ihanet eden birine güvenmek haricinde yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | لم تفعل أي خطأ سوى الثقة بأحدهم وقد قام بخيانتك |
Siz Majesteleri'nin iyi eşlikçilerinden olan güvendiği birinin, karınız Kraliçe ile zina yaparak size ihanet ettiği kesin gibi görünüyor. | Open Subtitles | ووجدت رفيقا جيدا لصاحب الجلالة زميل موثوق أتضح أنه قام بخيانتك ياصاحب الجلالة |
Beni öldürmekle tehdit etti. Size ihanet etmeye zorlandım. | Open Subtitles | لقد هدد بقتلي, لم يكن لدي خيار إلا بخيانتك |
- Seninle konuşmak istediğim için burada çalışmaya gönüllü oldum. Kulüp sana ihanet etmedi. | Open Subtitles | لأنني أردت إخبارك ببعض الأمور لم يقم النادي بخيانتك |
Eskiden eğer kulüpten ya da Charming'ten vazgeçersem bir şekilde sana ihanet etmiş gibi olurum diyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أعتقد بأنني سأتخلى عن النادي والمدينة وأعيش بسعادة بخيانتك لكنني لا أريد ذلك |
Şu dünyada en çok sevdiğin insan sana ihanet etseydi bir kenara atıverseydi, sen de çekerdin. | Open Subtitles | ستكونين مثلي لو قامَ الشخص الذي احببتيه أكثر من أي شيئ في العالم بخيانتك ورماكي بعيداً للأبد |
Ona ve bana ihanet ettiğini bilmeden öldü. | Open Subtitles | لقد ماتت بدون أن تعلم بخيانتك لها وبأنك قد خنتني |
Seni önemsediklerini söyleyip sana ihanet edebilirler. | Open Subtitles | بإمكانه القول أنّه يهتم لأمرك بينما يقوم بخيانتك |
Sana ihanet ettiğimi, nedensiz hareket ettiğimi düşündüğün için üzgünüm. | Open Subtitles | .. أنا آسف لأنك تشعر بأنني قد قمت بخيانتك و بأنني تصرفت بلا سبب |
Ve sonar seni aldattı. Başka bir kadın için bacaklarını ayırdı. | Open Subtitles | ومقابل ذلك قامت هي بخيانتك فتحت ساقيها لامرأة أخرى |
Bu web sitesini öğrenmeden önce eşiniz sizi hiç aldattı mı? | Open Subtitles | الموقع الالكترونى و هل قام زوجك بخيانتك مطلقا قبل معرفة هذا الموقع الالكترونى ؟ |
Eve döndüğümüzde tüm Andalasia bu ihanetini öğrenecek. | Open Subtitles | عندما نعود إلى الوطن , " آندليشا " كلها سوف تعلم بخيانتك |
Sakın yapma, çünkü seninle birisini aldatan seni de başka biriyle aldatır dedi. | Open Subtitles | لاتتقدم لها ، لأنّها إذا قامت بخيانة أحدهم معك ستقوم بخيانتك مع غيرك |
Şey hariç seni aldatmak. | Open Subtitles | إلا عندما... قُمتُ بخيانتك |
İhanetinle onu boş yere tahrik ediyorsun. | Open Subtitles | وأنت تُثير حنقها بخيانتك لها |
Bay LeClerk, bizi senin mide bulandırıcı ihanetinden haberdar etme gereği duydu. | Open Subtitles | سيد (لي كليرك) شعر أنه ملتزم بشرف ليخبرنا بخيانتك المثيرة للأشمئزاز |
Seni bir daha asla aldatmayacağım. Asla. | Open Subtitles | لن اقوم ابداً بخيانتك مرة اخرى ابداً |