Yağmur yağmadığı sürece iyi olmakla, iyi olmak aynı şey değil. | Open Subtitles | أن تكون بخير طالما أنها لا تمطر، لا يعني أنك ستكون بخير. |
Uyanık olduğum sürece iyi olacağım, değil mi? | Open Subtitles | سأكون بخير طالما أنا مُستيقظة، صحيح؟ |
Her zaman, yanında sen olduğun sürece iyi olacağını söylerdi. | Open Subtitles | هو كان دائماً يقول إنه سيكون بخير طالما أنت معه موقع ومنتديات أزعرينا ترجمة : eckadOel |
Büyükbabanın vicodinlerini bitirmediğim sürece iyiyim. | Open Subtitles | بخير طالما أنه لا ينقطع " الفايكادين " عن الجد |
Aşağıya bakmadığım sürece iyiyim. | Open Subtitles | أنا بخير طالما أني لا أنزل لأسفل |
Ama parasını elinde tuttuğu sürece Norma'ya bir şey olmaz. | Open Subtitles | إلا أن نورما ستكون بخير طالما أن المال ليس بحوزتها |
Johnnie olduğuna inandığı sürece sorun yok. | Open Subtitles | لكن الامر بخير .. طالما انه يعتقد بأنه كان جوني |
Her zaman, yanında sen olduğun sürece iyi olacağını söylerdi. | Open Subtitles | هو كان دائماً يقول إنه سيكون بخير طالما أنت معه موقع ومنتديات أزعرينا ترجمة : eckadOel |
Bir daha ayrılmadığımız sürece iyi olacağım. | Open Subtitles | ...أنا بخير طالما لن نغدر ثانية |
- Seninle olduğum sürece iyi olacağım. - Freddie... | Open Subtitles | سوف اكون بخير طالما انا معك - فريدي - |
Elena benim güvende olduğumu düşündüğü sürece iyi olacaktır. | Open Subtitles | (إيلينا) ستكون بخير طالما أنّها تظنني آمنًا. |
- Amerika'da kaldığı sürece, iyi. | Open Subtitles | -إنّه بخير طالما يبقى |
Normalden ağır, ama cin tükenmedikçe bir şey olmaz. | Open Subtitles | أكثر من العادية، لكنّه سيكون بخير طالما هذا الجنّ صامد |
Ayağındaki kayış kopmadığı sürece hiçbir şey olmaz. | Open Subtitles | سيكون بخير طالما أن باستطاعته التمسك باللوح |
Kimse hamile olmadığı sürece sorun olmaz bence. | Open Subtitles | سيكون كل شيء بخير طالما لن يحملها أحد أو يسقطها |
Bunun birazcık sürpriz olduğunu biliyorum ama tedbirli olduğumuz sürece sorun olmaz. | Open Subtitles | لأعرف أن هذه مفاجأة لكن سنكون بخير طالما هذه ستكون سرية |