Bunu ilk defa bir bucuk yıl önce düşünmeye başladım. | TED | بدأت أفكر في هذا الموضوع منذ حوالي عام ونصف . |
İlk olarak yirmili yaşlarımın başında yaptırmayı düşünmeye başladım, ama özellikle uzun bir süre bekledim. | TED | حيث بدأت أفكر في الوشم على جسدي في منتصف العشرينات من عمري ولكنى إنتظرت بصورة متعمدة مدة طويلة لكي أرسمه. |
Çince öğrenmenin yeni ve hızlı bir yönteminin nasıl kullanışlı olabileceğini düşünmeye başladım. | TED | بدأت أفكر في الكيفية التي يمكن من خلالها لطريقة جديدة وسريعة أن تفيد في تعليم اللغة الصينية. |
En iyi yapabileceğim şeyi senin "dostmanın" olduğunu düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | كنت بدأت أفكر في أنني ''لن أكون أكثر من ''صديقة عدوّة |
Tam da gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | كُنت بدأت أفكر في أنكِ لن تظهرين |
Bundan sonra tuhaf şeyler oldu, ve bilgisayarla ilgili düşünmeye başladım, çünkü bilgisayar benim için biraz can sıkıcıydı. | TED | بعد ذلك، أصبحت الأشياء أكثر غرابة، و بدأت أفكر في الكمبيوتر لأنه طالما أزعجتني الكمبيوترات |
Her neyse, tam da burada, senin soya fasulyesi karışımının ve sıkıcı yoğurdunun arasında seni düşünmeye başladım. | Open Subtitles | على كل حال ، بدأت أفكر في وجودك هنا بين مخفوق الكريمة والزبادي الخانق |
Tuhaf gelebilir ama meteor yağmurunun bir nimet olduğunu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | قد يبدو هذا غريباً، لكني بدأت أفكر في أن سيل النيازك ذلك عبارة عن نعمة |
ve dün gece, düşünmeye başladım onun hakkında | Open Subtitles | والليلة الماضية, بدأت أفكر في ذلك , أفكر فيها |
Benden öldürmemi istedikleri insanları düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت أفكر في الأشخاص الذين طلب مني قتلهم |
- Düğünden sonraya kadar beklememiz gerektiğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت أفكر في أنه كان علينا الإنتظار إلى ما بعد الزفاف |
Bazı şeylerin tarihten daha önemli olabileceğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت أفكر في أن ربما هناك بعض الأمور أهم من التاريخ. |
Herkesin hayatının, bensiz daha iyi olacağını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت أفكر في كيف ستكون حياة الجميع أفضل بدوني |
Sonra başka şeyler üzerinde düşünmeye başladım. | TED | و لكن بدأت أفكر في العوامل الأخرى. |
Ve itiraf etmeliyim ki düşünmeye başladım.. | Open Subtitles | و علي الإعتراف أنني بدأت أفكر في الأمر... |
Durum göz önüne alındığında, ben düşünmeye başladım. | Open Subtitles | نظرا للوضع، أنا بدأت أفكر في ذلك |
Ama sonra düşünmeye başladım. | Open Subtitles | و لكن بعد هذا بدأت أفكر في الأمر |
Neredeyse gelmeyeceğinizi düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | بدأت أفكر في أنكما لن تأتيا. |
Paul'ün o zırva teorisini düşünmeye başlamıştım güzel bir kadın baktığında, erkeklik organının belli miktarda protein üretmesi ile ilgili olan. | Open Subtitles | (بول ليجير ! بدأت أفكر في نظرية (بول) السخيفة... أن الأعضاء الذكرية تنتج كمية محدودة من البروتينات عندما تنظر امرأة جميلة لك |