"بدؤوا" - Translation from Arabic to Turkish

    • başlamış
        
    • başlattı
        
    • başladılar
        
    • başladı
        
    • basladilar
        
    • başlıyorlar
        
    Rebecca'nın ölümünden sonra onları kullanmaya başlamış olmalılar. Open Subtitles إذاً لا بد وأنهم بدؤوا باستخدامها بعد وفاة ريبيكا
    Çok geçmeden, eski müşterileri birer birer ölmeye başlamış. Open Subtitles ثمّ لم يمر وقت طويل بدؤوا بإيجاد زبائنه السابقين موتى
    Olayı onlar başlattı. Birini kaybettiler. Open Subtitles لقد بدؤوا هذه الفوضى و خسروا ضابطا خلالها
    Savaşı onlar başlattı. Open Subtitles هم بدؤوا الحرب.
    Artık malzeme bilgisine para yatırmaya başladılar, ama bunlar malzeme bilminde yeni şeyler. TED بدؤوا يستثمرون في علم المواد، لكن هذه هي الأشياء الجديدة في علم المواد.
    Bu değişti. Geçen bahar o köprüyü tekrar kullanmaya başladılar. Open Subtitles حسنا ذلك المكان تغير لقد بدؤوا يستخدمون البرج الصيف الماضي
    Bir teoriye göre insanlar, bakterileri öldürmek için gıdaya baharat koymaya başladı. TED هناك نظرية تقول أن البشر بدؤوا بإضافة البهارات إلى الطعام لقتل البكتيريا.
    Bir anda ates etmeye basladilar! Open Subtitles ! اللعناء ظهروا من العدم و بدؤوا إطلاق النار
    En harikası da etraflarındaki elektronikleri anlamaya başlıyorlar, okulda bu olmuyor. TED أجمل شيء هو كيف بدؤوا في فهم الإلكترونيات حولهم كل يوم والذي لا يتعلمونه في المدارس.
    Bu sorunu da Amerika'ya Güneydoğu Asya'dan gelen iki grupla tartıştık: 1970'lerin ortasında Vietnam Savaşı ve ABD'nin gizli Laos savaşından göçmen olarak gelmeye başlamış Hmong'lar ve bu aralar daha sıkça Myanmar'dan göçmen olarak gelen Karen'ler. TED وناقشنا هذه المشكلة مع مجموعتين كانوا قادمين من جنوب شرق آسيا إلى الولايات المتحدة: الهمونغ، الذين بدؤوا بالقدوم في منتصف السبعينيات كلاجئين من الحرب الفيتنامية وحرب الولايات المتحدة السرية في لاوس؛ والكارين، الذين قدموا مؤخرًا كلاجئين من مينمار.
    Bir saat önce de hepsi senin adını bağırmaya başlamış. Open Subtitles وقبل نحو ساعة بدؤوا جميعا بترديد اسمك
    Jamal'ı istifaya çağıran protesto olarak başlamış. Open Subtitles بدؤوا اجتماعا حاشدا يطلبون من (جمال) التنحي
    - Ateş Bükücüler bir savaş başlattı. Open Subtitles - المتحكمون بالنار بدؤوا حرباً معنا.
    Kavgayı onlar başlattı, rahibe. Open Subtitles أختاه، هم من بدؤوا بضربي.
    Onlar başlattı. Open Subtitles لقد بدؤوا بذلك
    Ama Asya'daki insanlar bizim gibi yemeye başladılar, bu da bizim gibi onların da hasta olmalarının sebebi. TED ولكن الآسيويين بدؤوا يأكلون كما نأكل وهو السبب وراء ظهور الأمراض لديهم كما هو الحال لدينا
    El Cezire'nin önünde aşiretçilik yapmaya başladılar. TED ومقابل الجزيرة بدؤوا يثيرون النعرات القبَلية.
    Kendilerini kopyalamaya başladılar. Görüğünüz gibi, Ödül verilmezken asıl ödül kendini kopyalamak oluyor. TED بدؤوا بالاستنساخ المكافئة الحقيقية هي الاستنساخ
    Okulum kapandı ve asi orduları tek uluslarası hava limanını ele geçirince insanlar paniğe kapılıp kaçmaya başladı. TED أُغلقت مدرستنا، وحين استولى جيوش الثوار على المطار الدولي الوحيد، دب الذعر في قلوب الناس الذين بدؤوا بالفرار.
    Batı bölgesine olan iki haftalık yolculuk başladı Open Subtitles بدؤوا رحلتهم ذات الأسبوعين في المناطق الغربية
    Hepsi gülmeye basladilar. Open Subtitles كلهم بدؤوا بالضحك
    - Bensiz mi basladilar? Open Subtitles هل بدؤوا من دوني؟
    Örneğin, elektroniklerle hiç alakası olmayan tasarımcılar littleBits'lerle bir malzeme gibi oynamaya başlıyorlar. TED لذا على سبيل المثال، كان لدينا مصممون بدون أي خبرة أيا كانت في الإلكترونيات بدؤوا في اللعب بـ: ليتل-بيتسر كمادة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more