Rebecca'nın ölümünden sonra onları kullanmaya başlamış olmalılar. | Open Subtitles | إذاً لا بد وأنهم بدؤوا باستخدامها بعد وفاة ريبيكا |
Çok geçmeden, eski müşterileri birer birer ölmeye başlamış. | Open Subtitles | ثمّ لم يمر وقت طويل بدؤوا بإيجاد زبائنه السابقين موتى |
Olayı onlar başlattı. Birini kaybettiler. | Open Subtitles | لقد بدؤوا هذه الفوضى و خسروا ضابطا خلالها |
Savaşı onlar başlattı. | Open Subtitles | هم بدؤوا الحرب. |
Artık malzeme bilgisine para yatırmaya başladılar, ama bunlar malzeme bilminde yeni şeyler. | TED | بدؤوا يستثمرون في علم المواد، لكن هذه هي الأشياء الجديدة في علم المواد. |
Bu değişti. Geçen bahar o köprüyü tekrar kullanmaya başladılar. | Open Subtitles | حسنا ذلك المكان تغير لقد بدؤوا يستخدمون البرج الصيف الماضي |
Bir teoriye göre insanlar, bakterileri öldürmek için gıdaya baharat koymaya başladı. | TED | هناك نظرية تقول أن البشر بدؤوا بإضافة البهارات إلى الطعام لقتل البكتيريا. |
Bir anda ates etmeye basladilar! | Open Subtitles | ! اللعناء ظهروا من العدم و بدؤوا إطلاق النار |
En harikası da etraflarındaki elektronikleri anlamaya başlıyorlar, okulda bu olmuyor. | TED | أجمل شيء هو كيف بدؤوا في فهم الإلكترونيات حولهم كل يوم والذي لا يتعلمونه في المدارس. |
Bu sorunu da Amerika'ya Güneydoğu Asya'dan gelen iki grupla tartıştık: 1970'lerin ortasında Vietnam Savaşı ve ABD'nin gizli Laos savaşından göçmen olarak gelmeye başlamış Hmong'lar ve bu aralar daha sıkça Myanmar'dan göçmen olarak gelen Karen'ler. | TED | وناقشنا هذه المشكلة مع مجموعتين كانوا قادمين من جنوب شرق آسيا إلى الولايات المتحدة: الهمونغ، الذين بدؤوا بالقدوم في منتصف السبعينيات كلاجئين من الحرب الفيتنامية وحرب الولايات المتحدة السرية في لاوس؛ والكارين، الذين قدموا مؤخرًا كلاجئين من مينمار. |
Bir saat önce de hepsi senin adını bağırmaya başlamış. | Open Subtitles | وقبل نحو ساعة بدؤوا جميعا بترديد اسمك |
Jamal'ı istifaya çağıran protesto olarak başlamış. | Open Subtitles | بدؤوا اجتماعا حاشدا يطلبون من (جمال) التنحي |
- Ateş Bükücüler bir savaş başlattı. | Open Subtitles | - المتحكمون بالنار بدؤوا حرباً معنا. |
Kavgayı onlar başlattı, rahibe. | Open Subtitles | أختاه، هم من بدؤوا بضربي. |
Onlar başlattı. | Open Subtitles | لقد بدؤوا بذلك |
Ama Asya'daki insanlar bizim gibi yemeye başladılar, bu da bizim gibi onların da hasta olmalarının sebebi. | TED | ولكن الآسيويين بدؤوا يأكلون كما نأكل وهو السبب وراء ظهور الأمراض لديهم كما هو الحال لدينا |
El Cezire'nin önünde aşiretçilik yapmaya başladılar. | TED | ومقابل الجزيرة بدؤوا يثيرون النعرات القبَلية. |
Kendilerini kopyalamaya başladılar. Görüğünüz gibi, Ödül verilmezken asıl ödül kendini kopyalamak oluyor. | TED | بدؤوا بالاستنساخ المكافئة الحقيقية هي الاستنساخ |
Okulum kapandı ve asi orduları tek uluslarası hava limanını ele geçirince insanlar paniğe kapılıp kaçmaya başladı. | TED | أُغلقت مدرستنا، وحين استولى جيوش الثوار على المطار الدولي الوحيد، دب الذعر في قلوب الناس الذين بدؤوا بالفرار. |
Batı bölgesine olan iki haftalık yolculuk başladı | Open Subtitles | بدؤوا رحلتهم ذات الأسبوعين في المناطق الغربية |
Hepsi gülmeye basladilar. | Open Subtitles | كلهم بدؤوا بالضحك |
- Bensiz mi basladilar? | Open Subtitles | هل بدؤوا من دوني؟ |
Örneğin, elektroniklerle hiç alakası olmayan tasarımcılar littleBits'lerle bir malzeme gibi oynamaya başlıyorlar. | TED | لذا على سبيل المثال، كان لدينا مصممون بدون أي خبرة أيا كانت في الإلكترونيات بدؤوا في اللعب بـ: ليتل-بيتسر كمادة. |