Bazı çok zeki ve parlak, her şeyi anlayan öğrenciler matematik dersinde donup kalabiliyor. | Open Subtitles | خذ ولداً ذكياً جداً وحذقاً وذكاؤه فائق إلى حدّ كبير أحياناً وحين يبدأ بدرس الرياضيات |
Bu gece İncil dersinde seni göremedik. | Open Subtitles | لقد افتقدناكِ بدرس الإنجيل الليلة |
Çünkü bu bir tarih dersi değil. Bu mermiler gerçek. | Open Subtitles | لأن ذلك ليس بدرس تاريخ هذه الرصاصات حقيقية |
Bu haftasonu bir sürüş dersi daha yapabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع ان نحظى بدرس قيادة اخر نهاية هذا الاسبوع |
Bu boşluğu İksir dersiyle doldurursun diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كم أتمنـّى أن تملأها بدرس الوصفات. |
Bu noktayı size Budrus adlı bir köyden bahsederek izah etmeme izin verin. | TED | اسمحوا لي لتوضيح هذه النقطة التي تأخذك إلى هذه القرية تدعى بدرس. |
Evet, benimle takviye etmek istediğiniz bir ders olamayacağını söyleyeyim baştan. | Open Subtitles | يجب أن أقول، هذا ليس بدرس محبب تطبيقه معي. |
Paige, İspanyolca dersinde yoktu. Yo hablo sicko. | Open Subtitles | بآيج لم تكن بدرس الاسبانيه اليوم |
- Bale dersinde. Onu almayacak mısınız? | Open Subtitles | -إنها بدرس الباليه، ألن تقوم بإصطحابها؟ |
Geçen gün matematik dersinde Bay Capenhurst pislik gibi davrandı. | Open Subtitles | اذن,سابقا بدرس الرياضيات (رسمت السيد (كبنهارست كالقضيب |
Bunların hepsi bir klarnet dersi. | Open Subtitles | الامر برمته متعلق بدرس المزمار هذا |
Bale dersi alma- | Open Subtitles | كانت أشبه بدرس رقص الباليه |
Bu boşluğu İksir dersiyle doldurursun diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كم أتمنـّى أن تملأها بدرس الوّصفات. |
Daha da şaşırtıcı olan Budrus halkı başarmıştı. | TED | ما كان أكثر إثارة للدهشة حتى هو حقيقة أن بدرس قد نجحت في إنجاز الهدف. |
Budrus'taki direniş o zamandan sonra Batı Şeria'daki köylere ve Kudüs'teki Filistin mahallelerine yayıldı. | TED | المقاومة في بدرس قد انتشرت منذ ذاك الى القرى في انحاء الضفة الغربية وإلى الأحياء الفلسطينية في القدس. |
Bu eylemin liderleri Budrus örneğini üye toplamak için başlıca yollardan biri olarak kullanıyorlar. | TED | لقد كان قادة هذه الحركة كانوا يستخدمون نموذج بدرس باعتبارها واحدة من الأدوات الأساسية ليستخدموها. |
Pekala, hepinizin duyduğu gibi glee kulübünün her hafta farklı bir müzik türünü incelememize fırsat veren bir ders belirleme geleneği var. | Open Subtitles | حسنٌ , إذًا , كما سمعتم تمامًا، أن نادي الغناء لديه عادة كبيرة ومجيدة ببدأ كل أسبوعٍ بدرس |