"بدعوى" - Translation from Arabic to Turkish

• davası
• davayla

Haksız yere işten çıkarılma davası açan birini buldum.
لأتمكن من العثور على المرأة التي قامت بدعوى إنهاء الخدمة الخاطئة ضدهم

Annesi bana babalık davası açmıştı, mahkemeye gitmeden uzlaşma yaptım.
والدته , فاجئتنى بدعوى نسب , وسويتها

Bu kızlar da gidip cinsel taciz davası açıyorlar.
هؤلاء الفتيات يتربصن لك بدعوى قضائية

Dinle, aşağılık herif, beni zorlamaya devam edersen, elinde bir davayla biticeksin , bunu anladın mı?
أصغي أيها الأحمق، إذا إستمريت بمضايقتي سينتهي الأمر بك بدعوى قضائية سأرفعها ضدك، أتفهم ذلك؟

Geçen sene bir davayla kapatılan içinde yüz tanıma programı olan bir fotoğraf paylaşım sitesi buldum.
ثُمّ وجدتُ موقع مشاركةٍ للصور يحتوي على تطبيق التعرّف على الوجوه حيث كان قد أُقفِل بدعوى قضائيّة العام الماضي.

Bay Langley'nin şirketiniz adına bir çok davayla hukuki bir ilişkisi olduğunu varsayıyoruz.
نفترض أنّ السيّد (لانغلي) كان متورطاً بدعوى كبيرة نيابة عن الشركة.

...yolsuzluk bir yandan, ...kazanma diğer yandan, davası devam eden bir tane iflas buldum.
الممارسات الخاطئة تسير في اتجاه واحد والإقتناء من جهة أخرى -اكتشفت للتو أنهُ يقوم بدعوى

Boşanma davası açtın ve bana bunu bile söylemedin öyle mi?
تتقدمين بدعوى طلاق دون حتى أن تخبريني؟

Eski dostumuz Stu, bize cinsel taciz davası açmış.
زميلنا (ستو) تعرضّ لمضايقة جنسية وتقدمّ بدعوى ضدّ الشركة

Şu anda davayı düşürüyorsunuz ve siz, Bay Childs bir ceza davası yürütüyorsunuz.
الآن ستتخلين عن الدعوى وأنت السيد (تشايلدز) ،ستهتم بدعوى إجرمية

McClaren'a ve şirketine karşı, ölüme sebebiyet verme davası açtım.
لقد تقدمت بدعوى وفاة غير شريعة ضد (ماكلرين) ومنظمته

Ondan sonra da Ben'e boşanma davası açtınız.
(بعد ذلك تقدمتِ بدعوى طلاق من (بين

Anlattığına göre, Langley şirketine karşı açılmış eski bir davayla ilgisi olan bir çocuğu yana döne arıyormuş.
وفقاً له، كان (لانغلي) يائساً في البحث عن طفل ما الذي كانت له علاقة بدعوى قضائيّة قديمة ضد شركته.