| Bu hafta sonu benim yerime SAT sınavına girme şansın var mı acaba? | Open Subtitles | هل هناك مجال أن تقدم إختبارات قبول الجامعة بدلاً عني نهاية هذا الأسبوع؟ |
| Yine de fırsatını bulur bulmaz benim yerime onu aday gösterdiler. | Open Subtitles | من بيتها المعفن في كنيتيكت بعد كل ذلك، حين تسنح الفرصة يرشحونها، بدلاً عني |
| Bunun için... Bu çocuk, benim yerime intikamımı almalı. | Open Subtitles | لذلك يجب أن تقوم هذه الطفلة بأخذ ثأري بدلاً عني. |
| Evet. Yarın teneffüste benim yerime birçok çocuk bunu yapacak zaten. | Open Subtitles | أجل ، سيتواجد الكثير من الناس غداً ليلوموني بدلاً عني |
| Gerek yok, sen benim yerime yeterince bakıyorsun. | Open Subtitles | لا حاجة لهذا أنت مشغول بالإنتباه لها بدلاً عني |
| Geçen her yılda portrem benim yerime yaşlanıyor. | Open Subtitles | كل سنة تمر وصورتي تتقدم في السن بدلاً عني |
| Ve benim yerime okula resim çektirmeye gittiği sırada bir araba ona çarptı. | Open Subtitles | و بينما كانت ذاهبة إلى المدرسه بدلاً عني صدمتها سيارة |
| LSAT sınavına benim yerime girmen için 1000$ ödemek istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان ادفع لك 1000 دولار لتقدم إمتحان القبول لكلية القانون بدلاً عني |
| Keşke benim yerime birisini konuşturacak kadar zengin olsaydım. | Open Subtitles | أتمنى لو أني غنية كفاية حتى أحضى بأحد ما ليتحدث بدلاً عني. |
| Hee Joo gençken benim yerime Moo Chul'u sevseydi şimdi hayatta olur muydu? | Open Subtitles | إذا هيي جو أحبت مو تشول بدلاً عني عندما كانت صغيرة هل كان ذلك ، سيجعلها حيةً الآن؟ |
| Hem erkek arkadaşımın başının belâda olup benim yerime seni aramasına hiç kızmadım. | Open Subtitles | كما أني لست غاضبة أن صديقي كان في مشكلة و اتصل بك بدلاً عني. |
| benim yerime geçebilecek bir öğretmen bulamamışlar, o yüzden bu geceki derse bizim küçük serserimizi de götürüyorum böylece kendini toparlamazsa, gelecekte... ..nasıl biri olacağını görebilir. | Open Subtitles | لم يتمكنوا من إيجاد بديل للتدريس بدلاً عني, لذا سأقوم بأخذ شابنا المجرم الصغير معي للصف الليلة ليستطيع رؤية مستقبله |
| benim yerime sen gitmelisin. | Open Subtitles | .أنتَ من يجب أن يذهب بدلاً عني |
| Bu kararı benim yerime senin vermene izin veremem. | Open Subtitles | لن ادعك تتخذ هذا القرار بدلاً عني |
| Misa, bunu benim yerime sen yapmalısın. | Open Subtitles | ميسا ، عليكِ أن تفعلي ذلك بدلاً عني |
| "...benim yerime faaliyetlerimi sürdürmelisin." | Open Subtitles | "فلا بد لكِ أن تستأنفي العقاب بدلاً عني" |
| Misa, bunu benim yerime sen yapmalısın. | Open Subtitles | ميسا ، عليكِ أن تفعلي ذلك بدلاً عني |
| Seni, benim yerime seçtiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصديق أنه أختارك بدلاً عني |
| Onu ben sanıyor. benim yerime aşı olacak. | Open Subtitles | تعتقد بأنه أنا سيأخذ حقنتي بدلاً عني |
| benim yerime onu götüreceğini söyle. | Open Subtitles | وقل لها إنكَ ستأخذها بدلاً عني |
| Annem, bunu benim için geri vermenizi istiyor ve, ona özür dilediğimi söyleyin. | Open Subtitles | وأمي ترغب منكِ أن تعيده إليه بدلاً عني وتقولي له بأنني آسف |