Bedenlerini Fiziksel olarak zıpkınlar ile balinalar arasına koyuyorlar. | TED | يقومون بدنيًا بوضع أجسامهم على الخط بين الحيتان وصياديها. |
Küçük yaştaki kız ve erkek çocukların Fiziksel olarak oldukça benzer yapıda olması da ayrı bir ironi. | TED | حسنًا، المفارقة في هذه السن المبكرة، أن البنات والأولاد في الواقع متشابهين بدنيًا. |
Zayıf ve çelimsiz görünüyordu ve sanıyorum Fiziksel olarak da öyleydi ama duygusal, bilişsel ve psikolojik olarak tanıdığım en güçlü insanlardandı. | TED | بدت ضعيفة واهنة، وأعتقدُ ربما كانت كذلك بدنيًا لكن من ناحية عاطفية وإدراكية ونفسية، كانت من بين أقوى الناس الذين قابلتهم. |
Fiziksel olarak hayatta, lakin ruhu işkence görüyor. | Open Subtitles | إنه بدنيًا حيً، ولكن روحه معذبّة. |
Senin basit Fiziksel gücün sınırlayıcı faktör. | Open Subtitles | جسدك يحدك بدنيًا |
Fiziksel olarak tabii. | Open Subtitles | -كما تعلم بدنيًا |