Sana rastladığımda gayet iyi görünüyordun. Şimdi de çok iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | عندما وقعت فيك ، بدوت لطيف جداً تبدو لطيف الآن |
O adamın sırtındaki silahla bugün çok rahat görünüyordun. | Open Subtitles | بدوت مرتاح بتلك البندقية التى وضعتها في رقبة ذلك الرجل اليوم. |
Seni kilisede ilk gördüğüm zaman tıpkı bir erkek gibiydin. | Open Subtitles | عندما رأيتك لأول مرة في الكنيسة لقد بدوت كرجلٍ حقاً |
Ayrıca, o elbise içinde harika görünüyorsun. Sadece bu kısmını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أيضاً, بدوت رائعاً جداً بذلك الفستان لقد تذكرت ذلك الجزء للتو |
Siz ikinizi geçen gece partide gördüğümde çok mutlu görünüyordunuz. | Open Subtitles | عندما رأيتكما إنتما الاثنان في الحفل آخر مرة، بدوت سعيدا جدا. |
Seni gördüğümde oldukça özgür görünüyordun, bir an kendi genç kızlık anılarım canlandı. | Open Subtitles | بدوت متحررة عندما رأيتك وكأنني أرى ذكرياتي في الصبى |
Çok cesurdun. Ve Speedo içinde çok seksi görünüyordun. | Open Subtitles | أنت كنت شجاع جداً , و بدوت مثيراً جداً في ملابس السباحة |
Bir daha ki sefere, siyah çorap giyme. Aptal gibi görünüyordun. | Open Subtitles | في المره المقبل لا تلبس جوارب سوداء لقد بدوت كحمار |
Seninle gurur duyuyorum. Orada çok yakışıklı görünüyordun. | Open Subtitles | عزيزي، أنا فخورة جداً بك بدوت في غاية الوسامة على المنصة |
Biraz korkmuş görünüyordun da o yüzden. | Open Subtitles | بدوت خائف نوعـاً ما، ذلك كلّ مافي الأمر. |
Avatarı yakalayamadığın için babamın sana nasıl davranacağı konusunda .çok endişeli görünüyordun. | Open Subtitles | لقد بدوت قلقاً حول كيفية معاملة أبي لك لأنك لم تقبض على الأفاتار |
Kibar ve şefkâtli bulmuştum seni dünya denen bu kayanın içinde sığınabileceğim bir yarık gibiydin. | Open Subtitles | بدوت لطيفاً شق في العالم القاسي يمكنني الإحتماء فيه |
Kibar ve şefkâtli bulmuştum seni dünya denen bu kayanın içinde sığınabileceğim bir yarık gibiydin. | Open Subtitles | بدوت لطيفاً شق في العالم القاسي يمكنني الإحتماء فيه |
Yani, biraz yorgun görünüyordunuz. | Open Subtitles | لا لم يكن لهذا فقط اعني انت بدوت متعب قليلا |
Yeşil elbiseyi giydiğin gün çok güzel göründüğünü söylüyor. | Open Subtitles | تقول انك بدوت جميلة ذلك اليوم بالرداء الاخضر |
Üşüyüp titremeye başladın ve ben de karısına montunu vermeyen öküz gibi göründüm. | Open Subtitles | كنتي ترجفين من شدة البرد وانا بدوت كالمغفل الذي لم يعطي زوجته المعطف |
O zaman daha farklı görünüyordum ama yakından bakarsan anlarsın. | Open Subtitles | لقد بدوت مختلفاً وقتها, ولكن أنظر بشكل مقرب. إنه أنا |
Telefonda sesin biraz garip geliyordu. Bilmem gereken herhangi bir şey mi var? | Open Subtitles | لقد بدوت خائفاً جداً على الهاتف هل هناك شي يجب ان اعرف بشأنه |
Miami Havaalanındaki gibisin, seni uçaktan aldığım zaman. | Open Subtitles | كما بدوت تلك الليلة فى مطار ميامى حين أخذتك فى الطائرة |
Belki biraz yoruldum... ve biraz üzgün hissettim. | Open Subtitles | ربما أصبحت متعب إلى حد ما و بدوت حزيناً نوعاً ما |
Bu ortaya çıktığında, ben hiç yokmuşum gibi görünüyorum. | Open Subtitles | عندما ظهر هذا بدوت و كأنني لم أوجد أبدا. |
Lt l asansör dün gibi görünüyordu muhtemelen. | Open Subtitles | إنه على الأغلب كما بدوت البارحة عند المصعد |
dediğinde sanki biraz ketum davranıyorsun gibi görünüyor ama yine de bize bunların mümkün olduğunu gösterdin. | TED | بدوت وكأنك متحفّظ على الأمر، ولكنك تركتنا نشعر وكأنه ممكن أن يحصل جداً. |
Telefonda sesin evine hırsız girmiş gibiydi! Güzel... | Open Subtitles | لقد بدوت علي التلفون وكأن شخص ما اقتحم منزلك |
Tanrım, bu harika. Tam bir budala gibi göründün. | Open Subtitles | آاه, يا إلهي, لقد كان ذلك رائعا لقد بدوت كالأحمق |