Atom bombasından sonra Japonya kayıtsız şartsız teslim oldu. | Open Subtitles | إستسلمت اليابان بدون شروط بسبب القنبلة الذرّية |
kayıtsız şartsız geri çekilmedikçe bizi dikkate almayacaklarmış. | Open Subtitles | لن ينظر إلى أي من شكوانا حتى يتم الإنسحاب بدون شروط |
Biliyorsun, seni kayıtsız şartsız seven birisi vardı. | Open Subtitles | اتعلمي , لقد كان معكِ شخص يحبك بدون شروط |
Seni Koşulsuz şartsız seven biri var ve sen bir kenara atıyorsun Chuck Bass'in hazır olup olmamasına göre. | Open Subtitles | لديك من يحبك بدون شروط والقيت بهذا بعيداً ! لتجعلي تشاك باس يقرر متى هو مستعد لك ؟ |
Vatanın emrine Koşulsuz şartsız itaat edilir. | Open Subtitles | نفذ أوامر الأُمة بدون شروط |
Bazen anlaşmazlıklar yaşadık, ama ikimizin de koşulsuz olarak uzlaştığı bir şey vardı. | Open Subtitles | كانت لدينا خلافاتنا حتماً لكننا كنا نتفق على أمر واحد بدون شروط |
Springfield Kalesi, kayıtsız şartsız teslim oluyoruz! | Open Subtitles | يا جيش (سبرنغفيلد) ، نحن نستسلم بدون شروط |
Gerçek seni. kayıtsız şartsız. | Open Subtitles | لشخصك الحقيقي بدون شروط |
Evlilik görüşmesinde kayıtsız, şartsız sevildi. | Open Subtitles | تحب بدون شروط أو مواعيد عمياء |
kayıtsız şartsız teslim olmadığınız sürece dünya ile ilişkiniz tam anlamıyla kesilecek. | Open Subtitles | إذا لم تستسلم بدون شروط سيتم قطعك عن العالم (تقصد قطع الإتصالات مع العالم) |
Artılar: Beni kayıtsız şartsız seviyorsun. | Open Subtitles | انتِ ، تحبيني بدون شروط |
Koşulsuz şartsız. | Open Subtitles | بدون شروط ولا قيود |
Koşulsuz şartsız mı? | Open Subtitles | بدون شروط ؟ |
Koşulsuz şartsız. | Open Subtitles | بدون شروط |
Eğer birisi bana Strawberry Mansion'ı aslında nasıl ileriye götürdüğümün gerçek sırrını sorsaydı, öğrencilerimi sevdiğimi ve onların potansiyellerine koşulsuz olarak inandığımı söylerdim. | TED | إذا سألني أحدهم عن سري الحقيقي وراء المضي قدما بستراوبري مانشين، سوف أجيب بأنني أحب تلامذتي وأؤمن بإمكانياتهم بدون شروط. |
Japon güçleri koşulsuz olarak teslim oldular. | Open Subtitles | القوات اليابانية استسلمت بدون شروط |