"بدّل" - Translation from Arabic to Turkish

• değiştir
• değiştirdi
• değiştirmiş
• değiştiren
• değiş
• Değişin
• değiştirelim
• değiştirdiyse

Mumu ikiye böldükten sonra gerçek kılıçla sahte olanını değiştir.
بعدما أقسم الشمعة إلى نصفين بدّل السيف الحقيقي بواحد مزيف

Yemeğini ye, üzerini değiştir, tabak ve kıyafetlerini kapı önüne bırak.
كُل، بدّل ملابسك، وضع ملابسك المتّسخة وأطباقك عند الباب

Ve atış artığı testlerinden de bir şey çıkmadı. Yani katil eldiven giydi ve elbiselerini değiştirdi.
إذاً فإن مطلق الرصاص إرتدى القفازات و بدّل ملابسه.

Senin DNA kayıtlarını halihazırda buzda beklettiğin bir cesedin DNA'sı ile değiştirdi.
لقد بدّل سجلّ حمضك النووي بسجلّ جثّة قمت بتجميدها.

Ona ulaşmadan önce birinin diskleri değiştirmiş olma ihtimali var mı?
هل مِن المُمكن أنّ شخصاً بدّل القرص قبل أن تصلي إليه؟

Olaylar olurken oradaydım. Ama, bebekleri değiştiren ben değilim.
كنت هناك عندما حصل لكنني لست من بدّل تلك الفتاتان

Ne? ! Phoenix'de kurbanlarının kafalarını değiş tokuş eden adam mı?
ماذا، ذلك الرجل الذي في (فينيكس) الذي بدّل رؤوس ضحاياه؟

Bu senin için de geçerli. Değişin artık. Sen de hemen işe başla.
وكذلك الأمر بالنسبة إليك؛ بدّل ثيابك؛ ستبدأ العمل فوراً

Pekala, yerlerimizi değiştirelim.
حسناً بدّل مكانك معي

Eğer kendi başına değiştirdiyse tamponu veya farı çok iyi bir mekanikçi demektir.
فإن بدّل بنفسه غطاء السيارة أو أضوائها فهو ميكانيكي جيد.

Diş kayıtlarımı değiştir, sonra da arabamı taş ocağına götürelim.
لـيس لدينـا خيـار ,بدّل في سجلات الأسـنان ودعنـا نـأخذ سيـارتي للمحـجر

Tamam, üstünü değiştir de yola çıkalım, olur mu?
حسناً، بدّل ملابسك وسنرحل، هلا فعلت؟

Kanalı değiştir. "Coronation Street" zamanı.
بدّل القناة، حان الآن وقت "شارع التتويج"

Ya hiç aklına öldürmeyi sokmadı ya da fikrini değiştirdi.
لذا فإمّا أنّه لم ينوِ قتلي منذ البداية أو أنّه بدّل رأيه.

Ne zaman kararını değiştirdi peki?
وعندما بدّل رأيه تبدّل التصويت له للفترة الثانية

Churchill pek çok şeyle hatırlanır ve bunların hepsi olumlu değildir ama savaşın ilk günlerinde yaptığı şeyler. Brtitanya halkının kendine anlattığı öyküyü, yaptıkları şeyleri ve olacakları değiştirdi.
ذكرى تشرشل باقية لعدة أسباب معظمها ليس إيجابيًا، لكن ما فعله في الأيام الأولى من الحرب هو أنه بدّل المعتقد الذي كان يعتقده البريطانيون، والذي كان يتحكم في حاضرهم ومستقبلهم.

Biri bardakları değiştirmiş olmalı.
يجب وأنه هناك شخص ما بدّل الأكواب فى العربة

Görünüşe göre DEA onunla çalışmayı bıraktıktan bir sene sonra birçok kez taraf değiştirmiş.
يبدو أنه بدّل مكانه عدة مرات. وكالة الاهتمام بالمخدرات اوقفت عمله منذ أكثر من عام

O da başka biriyle görev yerini değiştirmiş.
لذلك بدّل المهام الواجبة مع شخص آخر

Hayır, dünya görüşümü değiştiren biriyle tanıştım.
كلا، إلتقيتُ بشخص أراني شيئاً بدّل نظرتي للعالم.

Olmadı, yanılmışım. Preston, Parker'la yer değiş.
كلاّ، كنت مخطئة (بريستون) بدّل مكانك مع (باركر)

Değişin!
بدّل

Hadi,yer değiştirelim.
أتعرف ماذا؟ بدّل معي

Bayan Logan, eğer birileri David Palmer'la yaptığınız konuşmaların kaydını değiştirdiyse Başkan'ın bilmesi gerekir.
إن كان أحدٌ ما قد بدّل ... التسجيل ... لمحادثتك الهاتفية مع دايفيد بالمر لابد للرئيس من أن يعلم