| Orada oturmuş burayı seyrederek bizi beklemiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّها كان جالساً في الغرفة يراقب الأجواء في إنتظارنا. |
| Orada oturmuş burayı seyrederek bizi beklemiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّها كان جالساً في الغرفة يراقب الأجواء في إنتظارنا. |
| Hadi ama. Biraz dinlenmek ona iyi gelir. Benim yerime geçmesi yorucu olmalı. | Open Subtitles | هيّا، إنّها بحاجة لغفوة بسيطة لا بد أنّها أنهكت من محاولة تقمّصي |
| Eğer böyle bir hastaya sahipseniz, kadın hâlâ yaşıyor olmalı. | Open Subtitles | لو كانت لديكِ مريضة كتِلك, لا بد أنّها ما زالت حيّة |
| Ceset bu civarlarda bir yerden atılmış olmalı. | Open Subtitles | نظراً للمدّ وسرعة التيار... الجثة لا بد أنّها أتجهة لمكانٍ قريب في هذا الجوار |
| Biz uyurken gitmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّها غادرت حين كُنّا نيامًا. |
| Çok acıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّها ركلة مؤلمة للغاية. |
| Gölgede soğuk sayesinde kurtulmuş olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّها نجت بالبرودة تحت الظلال |
| Fareler olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّها الفئران |
| Tüm gözüpek çabalarının sonunda boşa gittiğini görmek senin için büyük hayal kırıklığı olmalı Larry. | Open Subtitles | لا بد أنّها صدمة حقيقية لك يا (لاري). معرفة أنّ كلّ محاولاتك المستميتة، كانت في النهاية بلا فائدة. |
| Ama kan, hâlâ kokusunu alıyorum. Bu April olmalı. Ona yardım etmemiz gerek. | Open Subtitles | لكن الدماء، ثمّة الكثير منها لا بد أنّها (إيبرل)، يلزم أن نساعدها |
| Sıkılmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّها تشعر بالملل |
| Bir şey söylemiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّها قالت شيئًا |
| Üzgünüm, Johan, bu çok üzücü olmalı. | Open Subtitles | (آسف يا (يوهان لا بد أنّها خيبة كبيرة |
| Yok canım kadın olmalı. | Open Subtitles | "كلّا، لا بد أنّها امرأة" |
| Bu kurt adam olmalı. | Open Subtitles | -لا بد أنّها (المذؤوبة ) |
| Seni etkilemiş olmalı. Ya sen? | Open Subtitles | -لا بد أنّها أثرت بك . |