Söylediklerinin tek kelimesini anlamadım ama Rusya dediğini duydum. Bununla ne ilgileri var? | Open Subtitles | لم أفهم أي كلمة مما قلتيه ، سمعت روسيا ، فما علاقتهم بذلك الأمر ؟ |
Söylediklerinin tek kelimesini anlamadım ama Rusya dediğini duydum. Bununla ne ilgileri var? | Open Subtitles | لم أفهم أي كلمة مما قلتيه ، سمعت روسيا ، فما علاقتهم بذلك الأمر ؟ |
Onun başkanın yeğeni olmasının, Bununla bir ilgisi olabilir mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أن كونه ابن شقيق الرئي بأن له أى علاقة بذلك الأمر ؟ |
Bununla ilgilenmiyorum, ben sadece kızarmış ekmek yapıyorum. | Open Subtitles | إنه ليس بذلك الأمر الشيق, إنني أحضر خبزاً محمصاً فحسب |
Gülmesini sağladım. Bununla ilgili bir problemin mi var? | Open Subtitles | مكنته من الضحك ، هل لديكِ مُشكلة تتعلق بذلك الأمر ؟ |
Bununla uğraşmaya başlarsa, hiç iyi bir şey olmayacak | Open Subtitles | لا خير يُمكن أن يحدث إذا بدأت في العبث بذلك الأمر |
Onun Bununla bir ilgisi olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | أتعلم ليس لها علاقة بذلك الأمر |
Evet, özür dilemiyorsun. Bununla biliniyorsun hatta. | Open Subtitles | أجل , أنت لا تتأسف أنت مشهور بذلك الأمر |
Bununla hiçbir ilgim olmadığını söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول، لا دخل لي بذلك الأمر |
Haberiniz olsun, Bununla benim hiç alakam yok. | Open Subtitles | حتى تعلم فقط ، ليس لي علاقة بذلك الأمر |
Antoinette Bununla sizin için ilgilenecek. | Open Subtitles | أنطوانيت سيهتم بذلك الأمر |
- Bununla ilgilenebilirim. - Pazzi'yle de ilgilendin. | Open Subtitles | أستطيع الاهتمام بذلك الأمر - (أنت توليت أمر (باتزي - |
(I) onunla Bununla böylece konuştu Çıldırırım istemiyorum | Open Subtitles | (لي)، تحدث معه بذلك الأمر لا أريده أن يفزع |
Bununla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | ليس لهم علاقة بذلك الأمر |
- Senin ihtiyar. - Dennis'in Bununla ne alakası var? | Open Subtitles | ـ حسناً ، هذا بسبب أبيك العجوز ـ ما علاقة (دينيس) بذلك الأمر ؟ |
Bununla hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | ليس لي علاقة بذلك الأمر |
Bununla ne demek istedin? | Open Subtitles | قُلتِ أن (آرام) هو الخطة ماذا كُنتِ تقصدين بذلك الأمر ؟ |