Bunu biliyorum.masumiyetini kanıtlayacak ve seni buradan çıkaracak kadar çok delil topladım. | Open Subtitles | أعرف هذا. أظن بأني جمعت أدلة كافية لإثبات براءتك وإخراجك من هنا. |
-Rub, senin sayende büyüdüğüm zaman avukat olmak istiyorum. masumiyetini ispatlamak istiyorum. | Open Subtitles | بسببك أنت أريد أن أكون محاميا عندما أكبر لأثبت براءتك |
Masumiyetinizi kanıtlamadığınız sürece, sadık bir tebaanız olmayacak. | Open Subtitles | الا اذا برهنت على براءتك فلن يكون لك رعايا مخلصين |
o zaman Masum olduğunu ispatlarsın... bu senin tek şansın. | Open Subtitles | هذه الطريقة الوحيدة التي يمكن ان تثبت بها براءتك هذي هي الفرصة الوحيدة |
Sonunda adın temize çıksa bile, hayatın mahvolur. | Open Subtitles | حتى وإن نلت براءتك في النهاية، من شأن ذلك أن يدمّر مستقبلك. |
Sana bebek diyorum çünkü masumiyetin beni çok etkiliyor. | Open Subtitles | أدعوك عزيزتي لأن براءتك تؤثر في كثيراً. |
masumiyetini ispatlamak adına elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | انه يحميك بفعله لأي كان ما عليه فعله ليتأكد من براءتك |
Majesteleri dürüst bir ifade verdiyse, durusmasi masumiyetini kanitlayacaktir. | Open Subtitles | لو أن شهادتك كانت صادقة فالمحاكمة ستثبت براءتك |
masumiyetini kanıtlamak için tableti almamız yeterli. | Open Subtitles | علينا الحصول على الحاسوب اللوحي لنثبت براءتك |
- Saklayacak bir şeyin yoksa masumiyetini kanıtlayabilir. | Open Subtitles | -إن لم يكن لديك شيء تخفيه, فقد يثبت ذلك براءتك |
masumiyetini kanıtlamak imkansız. | TED | ومن المستحيل أن تثبت براءتك. |
Talihsiz koşullara rağmen bu sizin Masumiyetinizi kanıtlıyor ama kocanız ile yeni hayatı arasında duran tek kişi de sizsiniz. | Open Subtitles | على الرغم من الظروف المؤسفة فهي تثبت براءتك ولكن أيضاً ، أنتي العائق الوحيد |
Masumiyetinizi kanıtlayan kanıtlar. | Open Subtitles | الأدلة التي تثبت براءتك من التهمة الموجّهة لك |
Sizden Masumiyetinizi alacak gururunuzu ve nihayetinde ruhunuzu. | Open Subtitles | ستسلب منك براءتك... كبريائك... وأخيراً روحك |
İnsanlar Masum olduğunu bilmeli ve Drakan'ın yalanı ortaya çıkarılmalı. | Open Subtitles | الشعب يجب أن يرى براءتك ويجب أن يُكشف داركان |
Çıkışını güvence altına almak için, Masum olduğunu kanıtlamalıyız. | Open Subtitles | ،لكي نضمن إطلاق سراحك عليك أن تثبت براءتك |
Bu iş bitmeden, seni temize çıkarabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نحصل على براءتك قبل ان تقع الفأس بالرأس |
Kısa zamanda seni temize çıkacaksın ve bu davada sana ihtiyacım var. Bunu minibüste yapabilirsin. | Open Subtitles | هذا سيثبت براءتك وسوف أحتاجك فى القضية يمكنك أن تفعلة فى السيارة |
masumiyetin için, seni serbest olarak karşılayacak. | Open Subtitles | بإرشاده إلى براءتك ، سيفرّج عنك |
Senin masumiyetin kadar gerçek. | Open Subtitles | تماما مثلما أن براءتك اصلية |
- Cellada, Kraliçe'nin kâtibi olarak senin suçsuz olduğuna kefil olduğumu söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت الجلاد كوزير للملكة بأنني سأظهر براءتك |
Akıllı bir dostum, Masumiyetinin | Open Subtitles | لقد حذرني صديق حكيم من أن براءتك |