| İki buçuk sene boyunca, mahkeme salonlarında masumiyetimi ispatlamak için savaştım. | TED | وخلال عامين ونصف، من الوجود داخل وخارج المحاكم، ساعية لإثبات براءتي. |
| Orada çocukluğumu ve masumiyetimi kaybetmiştim. | Open Subtitles | هناك فقدت طفولتي براءتي تبعثرت هناك وكل أحلامنا تحطمت |
| masumiyetimi kanıtlamak için size ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج منكم أن تساعدوني في إثبات براءتي كيف سنفعل هذا؟ |
| Bay Matsuda, suçsuzluğumu ben kendim kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | سيد ماتسودا ، أستطيع إثبات براءتي بنفسي |
| Bütün saflığımı kontraplak bir kalede yitirdim. | Open Subtitles | خشبية قلعة في الطفولية براءتي انتهت لقد |
| Ben masumiyetimi kaybettim, seninkini feda etmeyeceğim. | Open Subtitles | سبق لي أن فقدتُ براءتي ولن أضحّي ببراءتكَ أيضاً |
| Bu yüzden, lütfen, sen elinden geleni ardına koyma ve benim masumiyetimi ispatla. | Open Subtitles | لذا أرجو أن تقومي بعملكِ على أحسن وجه، و ستثبتين براءتي. |
| Cesedi alarak soruşturmayı geciktirmek istedim, böylece masumiyetimi kanıtlayabilirdim. | Open Subtitles | أردت أخذ هذه الجثة لعرقلة التحقيق، وحتى أستطيع إثبات براءتي. |
| Yaşlı adamın kimliğini öğrenince masumiyetimi kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | عِندما إكتشفتُ من كان والده العجوز يُمكنني إثبات براءتي |
| Su götürmez şekilde masumiyetimi kanıtlamak için buradayım. | Open Subtitles | لذا أنا هنا لإثبات براءتي بشكل لا يدع مجالاً للشك |
| Daha önce söylemiştim, bu yemek bitmeden masumiyetimi size kanıtlayacağım diye. | Open Subtitles | أخبرتكم قبل ذلك ، أنه قبل أن ينتهي ذلك العشاء سأثبت براءتي |
| masumiyetimi çok erken yaşta kaybettim. Geriye kötü bir etki bıraktı. | Open Subtitles | "فقدتُ براءتي في عمر صغير، وخلّف ذلك أثراً مؤذياً للغاية" |
| masumiyetimi açıklamak için sonsuza kadar bekleyeceğim. | Open Subtitles | "سوف أنتظرك دائما لإعلان براءتي " |
| Galiba masumiyetimi kaybettim. | Open Subtitles | أعتقد أني فقدتُ براءتي |
| - masumiyetimi ispat etmeye çalışıyorum burada. | Open Subtitles | أُحاولُ اثبات براءتي هنا |
| Bunun masumiyetimi ispatlamakla ne ilgisi var? | Open Subtitles | ما علاقة هذا بإثبات براءتي ؟ |
| Bu olaydaki masumiyetimi? | Open Subtitles | براءتي من كل هذا؟ |
| masumiyetimi kanıtlayabilecek bir tanık var. | Open Subtitles | هناك شاهد يمكنه إثبات براءتي |
| Bay Matsuda, suçsuzluğumu ben kendim kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | سيد ماتسودا ، أستطيع إثبات براءتي بنفسي |
| Bu basın toplantısı, benim suçsuzluğumu kanıtlamanız için değildi. | Open Subtitles | هذا المؤتمر الصحفي ليس لإثبات براءتي |
| Benim güvenimi çaldı insanlara olan inancımı benim saflığımı çaldı. | Open Subtitles | لقد سرق ثقتي إيماني بالناس براءتي |
| O tüyo kâğıdını bulabilirsem masum olduğumu ispatlayabilirim. | Open Subtitles | إذا أمكني العثور على تلك الورقة، يمكنني أن اثبت براءتي |