Sonra o hayvanlar, genellikle geceleri, kesimhaneye uzun bir yolculuğa çıkıyorlar. | Open Subtitles | ثم تُقاد الحيوانات برحلة طويلة إلى المسلخ، ليلاً في العادة. |
Bu konuşma bitmiştir ve sen çok uzun bir yolculuğa çıkmak üzeresin. | Open Subtitles | انتهت هذه المحادثة وأنت على وشك الذهاب برحلة طويلة جدّاً |
Birlikte uzun bir yolculuğa çıktığımızı söyledim. | Open Subtitles | قلت أننا قمنا برحلة طويلة سوياً |
Elbette. Uzun yoldan geldiniz. | Open Subtitles | بالطبع,فلقد قمتى برحلة طويلة .كان |
Uzun yoldan geldin; aç olmalısın. | Open Subtitles | حظيت برحلة طويلة ، لابد أنك جائع |
uzun bir yolculuk sırasında, arabayla geceleyin ormana girmişler. | Open Subtitles | و يقودون سيارتهم في الغابة في الليل، برحلة طويلة |
uzun bir yolculuk yaptınız, eminim dinlenmek istersiniz. | Open Subtitles | قد مرت برحلة طويلة و أنا متاكده بأنها منهكه |
uzun bir yolculuğa çıkacaksın. | Open Subtitles | سوف تقوم برحلة طويلة |
Önümüzde uzun bir yolculuk var. | Open Subtitles | سنحظى برحلة طويلة و متعبة أمامنا. |
Polinezya'da, orfoz balığı yumurtalarını resiflerin kenarlarına bırakmak için uzun bir yolculuk yapar. | Open Subtitles | في بولنيزيا الهوامير تقوم برحلة طويلة |
Sonra zayıf Aort perileri Bay Bacak Damarını alarak uzun bir yolculuk sonunda . | Open Subtitles | لذا الجنيات الصغيرات سيأخذون السيد (لغ فيون) برحلة طويلة |