"برسنز" - Translation from Arabic to Turkish

    • Parsons
        
    - İyi akşamlar Bayan Parsons - İyi akşamlar Perry. Open Subtitles (مساء الخير آنسة (برسنز - (مساء الخير يا (بيري -
    Sizce Ellen Parsons neden 2 gün öncesine kadar o evden taşınmadı? Open Subtitles ألديكِ أيّة فكرة لمَ لم تغادر (إلين برسنز) إلاّ قبل يومين ماضيين؟
    Ellen Parsons konusunda çalışmayı kabul ettim ama bu tür işleri bıraktım artık. Open Subtitles لقد وافقتُ على القيام بهذا الأمر مع (إلين برسنز)، لكنّي إنتهيتُ وهذا الهراء!
    Kayıt kısmında adını bulmaya çalıştım, ama yalnızca New York'ta bile, 6 tane Ellen Parsons var. Open Subtitles ,حاولت العثور علي إسمك في صفحة التسجيل (لكن كان هنا ستّة أسامي (إلين برسنز في " نيويورك " وحدها
    Hayır, Bayan Parsons'un parmak izleri cinayet aletinde, kurbanın kanı üzerindeydi ve bunu yapmak için niyete ve fırsata sahipti. Open Subtitles لا، فالسيدة (برسنز) مازال لديها ,الدافع، والفرصة وبصماتها كانت في دماء الضحية علي سلاح الجريمة
    Ellen Parsons'a karşı olan saçma sapan suçlamalarınızı düşürmek. Open Subtitles لكي تُسقط (هذه التهم الغير معقولة ضد (إلين برسنز
    Bayan Parsons, Ray Fiske'in intihar ettiği gece Hewes ve Ortakları'ndan çıkarken görüldünüz. Open Subtitles ,(آنسة (برسنز ,(ليلة إنتحار (راي فيسك تمّ رُؤيتكِ تغادرين (مكتب (هيوز وشركاء
    Selam, ben Ellen Parsons, Yargıç Toomey ile görüşmek istiyorum. Open Subtitles مرحباً، (إلين برسنز) لمقابلة القاضى (تومى)
    Fiske ve Frobisher küçük Ellen Parsons sayesinde onlara neler yapacağın hakkında en ufak bir fikre bile sahip değiller. Open Subtitles (فيسك) و (فوربشر) ليس لديهم أدنى فكرة أنّك على أثرِهِم, وكلّهُ بفضل (إلين برسنز)
    Yani, David Connor Bayan Parsons'u sizle aldatıyordu? Open Subtitles اذاً، (ديفيد كونر) كان يخون آنسة (برسنز) معكِ
    Ben Ellen Parsons nişanlımdan uzak dur yoksa yemin ederim, peşine düşeceğim. Open Subtitles (هذه (إلين برسنز إبتعدى عن خطيبى وإلاّقسماًبالله،سألاحقّكِ
    Ellen Parsons, David Connor'u öldürmek suçundan tutuklusunuz. Open Subtitles إلين برسنز)، أنتِ ملقي القبض عليكِ) (لجريمة قتل (ديفيد كونر
    Bay Parsons, size daha önce de söyledim kimsenin sizin duygu durumunuzu ya da dikkatinizin başka yerde olduğunu bilmesine gerek yok. Open Subtitles سيّد (برسنز)، لقد قلت لك من قبل, لا أحد يريد معرفة حالتك العاطفيّة أو أن إنتابهك كان في مكان أخر
    Bay Parsons, kazadan hemen önce, ruh haliniz nasıldı? Open Subtitles سيّد (برسنز), ماذا كانت حالتك النفسيّة العامّة التي أدّت إلي الحادثة؟
    Yönetim kurullarında bulundum Bayan Parsons politik kampanyalarda danışmanlık yaptım kamuoyu önüne çıkamam. Open Subtitles (أنا أقف علي الحياد، آنسة (برسنز فأنا مستشار لحملات إنتخابيّة لن أخرج علي الملأ
    Şey, ben Ellen Parsons iş görüşmesi için gelmiştim. Open Subtitles أُدعى (إلين برسنز) أنا هنا من أجل مقابلة عمل
    Ellen Parsons, bu kayıt cihazının üzerinde bulunmasına gönüllü olarak izin veriyor musun? Open Subtitles (إلين برسنز)، أتمنحين موافقتكِ الطوعية لوضع جهاز التسجيل هذا في حوزتك؟
    Ellen Parsons giderek yaklaşıyor. Hallet O'nu. Open Subtitles إنّ (إلين برسنز) تقترب أكثر فأكثر، قم بتصفيتها!
    Parsons'un şu anda ilgilendiği tek şey bu. Patty'yi alaşağı etmek. Open Subtitles هذا كلّ ما تهتمّ به (برسنز) حالياً، القضاء على (باتي)
    Bu benimle ilgili. Parsons çok şey biliyor. Open Subtitles هذا بشأني أنا، إنّ (برسنز) تعرف أكثر ممّا ينبغي!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more