"برفع" - Translation from Arabic to Turkish

    • kaldırıp
        
    • kaldırarak
        
    • kaldırın
        
    • açmakla
        
    • kaldıracağım
        
    • açtı
        
    • yükledi
        
    • kaldırdım
        
    • Parmak
        
    • kaldırdı
        
    • kaldırır
        
    • yükselttin
        
    • kaldırmama
        
    • kaldırmayı
        
    • yükseltiyorsun
        
    Bu müzeyi yukarı kaldırıp yeryüzünün üzerinde yüzmesini sağlayarak binanın altında çok fazla alan yaratabiliyoruz. TED برفع هذا المتحف، مما يجعلها تطفو فوق الأرض، يمكننا تحرير الكثير من المناظر الطبيعية والمساحة تحت المبنى.
    Bunu yaptıkları zaman öndeki ellerini kaldırarak yürür arkasındakinin elinde ise el bombası olurdu. Open Subtitles يقوم من فى المقدمة برفع يديه عالياً وفجأة يخرج علينا من يسير خلفه ملقياً علينا قنبلة يدوية
    Siz de benim gibi bundan yoksun kaldıysanız elinizi kaldırın. Open Subtitles قُم برفع يدك ما إذا كُنت محروماً على حد سواء.
    Tek gereken dava açmakla tehdit etmekmiş. Open Subtitles كل ماتطلبه الأمر التهديد برفع قضية ضدهم.
    Bak, bunu yaparsan listemdeki bütün Kate Hudson filmlerini ağdan kaldıracağım. Open Subtitles انظري، إذا قمت بذلك ، أنا سوف اقوم برفع جميع أفلام كيت هدسون من قائمة الانتظار افي شبكة الانترنت.
    Daha sonra perdeleri açtı, sandalyenin üstüne çıkıp alarmı kapadı. Open Subtitles ثم قام برفع الستارة ووقف على الكرسي وقام بإطفاء جهاز الانذار
    İlk sorulması gereken üç soru neden bunu yükledi? Open Subtitles وأهم ثلاثة أسئلة ستكون لماذا قام برفع الفيديو ؟
    Çatının küçük bir parçasını kaldırdım, ve oradaydı. Kuyruğunu sallıyordu. Open Subtitles قمت برفع قطعة السطح هذه وكانت متواجدة أسفله، فقط تهز ذيلها
    Tek yapmanız gereken, ahizeyi kaldırıp.. Open Subtitles كل ماتحتاجونه معرفة كيف تقومون برفع : سماعة الهاتف وقول
    Ne, koltuğu kaldırıp bıraktılar mı diyorsun? Open Subtitles ماذا .. كأن أحدهم قام برفع الأريكة و تركها تسقط ؟
    Biraz ağırlık kaldırıp, terleyip, bir çözüm yolu düşüneceğim. Open Subtitles ربما يمكنكم معرفة هذا لذا سأقوم برفع بعض الأثقال أدرب بعض العضلات
    Yenilmiş olan gladyatör ellerini... kaldırarak merhamet diler. Open Subtitles المصارع المهزوم ربما يتوسل للرحمة برفع يدية هكذا
    Yönetimin teklif ettiği şeyi okumayan kaç tane yönetim üyesi olduğunu elleri kaldırarak görebilir miyiz? Open Subtitles هل يمكننا القيام بتصويت برفع الأيدي كم عدد أعضاء الهيئة الأدارية الذين لم يقوموا بقراءة العرض المقدم من الأدارة؟
    Hiçbir kemiğinizi kırdınız mı? Lütfen el kaldırın. TED أود أن أرى برفع أيديكم كم منكم قد كسر عظامه؟
    Bir soruyla başlayalım, elinizi kaldırın: Kimlerin iPhone telefonu var? TED اسمحوا لي أن ابدأ بطرح سؤال، أجيبوني برفع أيديكم فقط: من لديه جهاز أي فون؟
    Tek gereken dava açmakla tehdit etmekmiş. Open Subtitles كل ماتطلبه الأمر التهديد برفع قضية ضدهم.
    Dengeye getirebilmek için bacaklarını kalp seviyesine kadar kaldıracağım. Open Subtitles سوف أقوم برفع أرجلها فقط حتى يستقر قلبها
    Üvey kızının buna güveniyor ve bu nedenle size asliye hukuk mahkemesinde dava açtı. Open Subtitles ولذلك يريدون مشاهدتك تتعرض للأذى ابنة زوجتك تعول على ذلك لذلك قامت برفع دعوى قضائية ضدك في محكمة مدنية
    Burası bir fotoğraf paylaşım sitesi, 50'ye yakın çocuk bunları yükledi. Open Subtitles ,حسنا , موقع مخصص لنشر الصور,لذلك .اكثر من 50 طفل قام برفع هذه الصورة
    Bu sandalyeyi tam altı kere kaldırdım. Open Subtitles قمت برفع هذه الصحون الملصقه على الكرسي ست مرات
    Bilgisayar Parmak izlerini elerken gardiyanın tabanca kılıfına da bakmış. Open Subtitles عندما قام متخصص البصمات، برفع البصمات عن حافظة سلاح الحارس
    Ancak o zaman, tel gibi tüylerinin evrimleşmesinden belki de 50 milyon yıl sonra, tüyler bu dinozorları gökyüzüne doğru kaldırdı. TED عندئذ فقط، ربما خمسين مليون سنة بعد أن تطور الريش المبكر الأول، قام الريش برفع تلك الديناصورات في السماء.
    Örneğin, anneniz esnemek için ellerini kaldırır ve siz onun davranışını taklit edersiniz. TED لذا، وعلى سبيل المثال، تقوم أمك برفع يديها لتمدهما، وأنت تقوم بتقليد سلوكها
    Bir av gezisini finanse etmek için kirayı sen yükselttin. Open Subtitles و لكنك أنت نفسك قمت برفع الايجار لتمول رحلة صيد
    Pek alçak gönüllü bir misafir değilim ama lütfen kadeh kaldırmama izin verin olması neredeyse imkânsız bu önemli fırsat anlaşması için. Open Subtitles ، لستُ سوى ضيف مُتواضع لكن فلتسمحوا لي من فضلكم برفع كأس بما أعتقد أننا نستطيع الإتفاق جميعاً عليه
    O bir spor öğretmeniydi, o yüzden tüm ağır kaldırmayı ona bıraktık. Open Subtitles هي كانت معلمه تربيه رياضيه لذا هي ستقوم برفع الاثقال
    Yanlış kişiye sesini yükseltiyorsun. Müdür buraya geldi. Hadi.Kaybolun! Open Subtitles انت تقوم برفع صوتك في المكان الخاطئ ماهو الموقف الموقف سيء للغايه استمعو ، سأمنحكم خمس دقائق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more