"برفقتها" - Translation from Arabic to Turkish

• onunla
• yanında
• kızla
• yanındaki
• onunlayken
• birlikteydin
• Arkadaşlığından

Hey, onunla birlikte gelen beyin benimle çıkmak istediğini biliyor muydun?
هيه، هل علمت أن الرجل الذي أتى برفقتها يريد الخروج معي

Çünkü senin onunla birlikte olman benim için düşünülemez bir şey.
لأنه إذا أردت أن تكون برفقتها هذا شي لايمكن أن أتصوره

Çok sınırlıyız -- LT: Sadece onunla olmak bile ruhumu öldürüyor.
لدينا وقت محدد جدا-- ليلي توملين: يقتلني مجرد أن أكون برفقتها.

Gün be gün bir kadının yanında olup sadece o istediğinde dokunabilmek, o istediğinde beraber olabilmek ve hiçbir karşılık alamamak.
تلمسها عندما تريد وتحظى برفقتها عندما تود ولا يكون هناك أى أستجابة.

yanında olduğumda gülümsemeden edemiyorum.
لا يُمكنني فعلُ شيءٍ غير الابتسام عندما أكونُ برفقتها.

O kızla dışarı çıktığında saat 11:40 civarıydı.
أظن أنه غادر برفقتها حوالي الساعة 11: 40 ليلاً

Bahse girerim onunla bir gün bile çıkamazsın.
أراهن بانه لن يمكنك أبدا الحصول على موعد للخروج برفقتها

onunla beş dakika geçirsem, kendimi böcek gibi hissederim.
خمسة دقائق برفقتها ومن ثُمّ أشعر كأنّي حشرة.

-Olabilir... ama her gece onunla yatağa giren aptalım.
ولكنني الأحمق الذي ينام في السرير برفقتها كل ليلة

Bizlere, bir gün senin rahmetine kavuşup, onunla sonsuz hayatı, paylaşabilme lütfunu bağışla.
و في رحمتك , فلتستجب لدعائنا بأن نكون برفقتها في يوم من الأيام في الحياة الأبدية

onunla... çalışmamız gerekiyor.
في الحقيقه انا نحن نحتاج .. ااا التمرين برفقتها

Cesette saç örneklerini bulduk bile, yani onunla birlikte olduğunu biliyoruz.
وجدنابالفعلأحدىشعراتكَبجثمانالفتاه، لذا نعلم أنكَ كنت برفقتها.

Aslında, onunla birlikteyken hiç numara yapmıyorum.
في الحقيقة لا أتظاهر بأيّ شيء، حينما أكون برفقتها.

Onun yanında değildim. Senin yanında bile değildim!
أنا لم أكن برفقتها حتى ولم أكن حتى معك أيضاً

Onu hastanede öldüremedim ve şimdi yanında... şu herifler var.
لم أتمكن منها بالمشفى والآن هي مع رجال برفقتها

Yemin ederim ki bunu yapan ben değilim, yanında olmam lazım.
أقسم لكِ لم أكن انا الفاعل يجب ان أكون برفقتها

Ama onun yanında nasıl davranacağını bilmiyorsun ve o dürtüyle savaş veriyorsun.
لكنّكِ تجهل كيف تكون برفقتها وما تزال مطوّعًا لذلك النهمِ

Orada yalnız başına. yanında kimse yok.
إنها هناك في الخارج لوحدها، لا تملك أي أحد برفقتها.

Ayrılmış olsalar bile, eğer Zack bu kızla gözükürse, Taylor ağzına sı*ar.
على الرغم من افتراقهما اذا اتى " زاك " برفقتها ستسخر " تايلر "

yanındaki adam uzman bir saha ajanına benzemiyor.
الرجل الذى برفقتها لا يبدو كعميل ميدانى مدرَّب

onunlayken daha iyi biriydim. Bir daha böyle hissedebileceğimi hiç sanmıyordum.
كنتُ أغدو شخص أفضل برفقتها لم أظنّ أنّي سأنعم بهذا الشعور ثانيةً

onunla beş aydır birlikteydin değil mi?
أنت برفقتها منذ 5 أشهر، صحيح ؟

Arkadaşlığından hoşlanıyorum. Ayrıca güzel bir kadın.
حسناً ، لقد استمتعت برفقتها و أعترف أنها جميلة