Radyo programım! | Open Subtitles | إنه برنامجي الإذاعي، أي مصدرٍ أفضل من برنامجي؟ |
benim programım telefon hattını izliyor ve... beni yakalamak isteyenlerin modemini bozuyor böylece beni bulamıyorlar. | Open Subtitles | برنامجي يَستولى على خَطِّ الهاتفَ من يحاول أن يقتفي أثري و يسيطر على أجهزة المودم لديهم فلا يتمكنوا من الأتصال |
Ve bu takvimler gerçekten benim programımı düzenlemeye başladı. | TED | وفعلاً بدأت هذه الأجندات بتحديد برنامجي |
Şimdi gidip programımı yapacağım. Hoşça kal, turta adam. | Open Subtitles | إذًا، أنا ذاهبٌ لتقديم برنامجي الآن أراك لاحقًا يارجل الفطيرة |
Kemo ve radyasyon seansları arasında dans ettim, ve seansları benim dans gösteri programıma uydurması için ikna ettim. | TED | رقصت بين دورات العلاج الكيميائي و الاشعاعي و ألححت عليه ليوفق بينها و بين برنامجي للرقص |
Kabul, hastalarla derinlemesine ilgilenemiyorum .ama şovum her gün binlercesine yardım ediyor. | Open Subtitles | حسنا,قد لا اقوم بالبرنامج بتحليلات عميقة لكن برنامجي ساعد الاف من الناس |
Pekala, işte anlaşma. şovumu her izlediğinizde.... | Open Subtitles | حسناً ، لديّ صفقة لكم ، كل مرة تشاهد فيها برنامجي |
Her ne kadar programımın amacı sağlığını iyileştirmek olsa da değişik yöntemler geliştirebiliyorum. | Open Subtitles | بينما الهدف من برنامجي هو تحسين صحتكَ وأنا قادر على التكيف مع طريقتي |
İyi olurdu ama programım iki dakika sonra başlıyor. | Open Subtitles | أحب هذا و لكن برنامجي سيبدأ بعد دقيقتين في الحقيقه لا |
Hayır, sağol. benim kendi Koruma programım var. | Open Subtitles | لا شكرا, لدي برنامجي الشخصي لحماية الشهود |
Beni suçlayabilirsin, ama programım hakkında ileri geri konuşma. | Open Subtitles | ألق اللوم على كما تشاء لكن لاتتكلم أبداً عن برنامجي |
programımı yaparken su beş şeyi farkettim... | Open Subtitles | لقد اكتشفت أنّه في برنامجي هنالك 5 أشياء |
Dedikleri gibi, bilindiği üzere bu da programımı iyi bir program yapıyor. | Open Subtitles | البحث كما يقولون , لمعرفة ما يجعل برنامجي جيد |
programımı aşağılamak, formumu öne sürerek hazırladığın dokümanlarla beni aşağılamak için en ufak bir şansı kaçırmıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تفوت فرصةً واحدة لتصغير برنامجي وجذب كتاب من الرف لمساعدتي للحاق بما فاتني |
Bu arabayı tavsiye edeceksem günlük programıma uyup uymadığına bakmalıyım. | Open Subtitles | إن كنت سأوصي بهذه السيارة، فيجب أن أتأكد من أنها ستتحمل برنامجي اليومي. |
Elbette, her zaman başarılıyımdır kendi şovum, arabalarım, harika bir mikrodalga fırınım var. | Open Subtitles | بعد برنامجي الخاص ، ومحلّ السيارات وفرن الميكروويف الرائع |
Paramı aldılar, şovumu mahvettiler aile topraklarımıza bir sürü kokuşmuş asker gömdüler ama en azından hatıralarım duruyor. | Open Subtitles | أخذوا أموالي ، أفسدوا برنامجي ووضعوا رجال يتحققون من سائر عائلتي لكن على الأقل ما زلت أملك ذكرياتي |
programımın ölümüne neden olduğunu söylemek istemiştim ama ben yapmadım. | Open Subtitles | حسناً، عنيتُ أنّ برنامجي قاد لوفاته، لكنّي لمْ أفعل ذلك. |
Müdür bunu gördü , ve bu programı yaygınlaştırıp diğer hapishanelerdede yapmayı konuştular. | Open Subtitles | انتبه آمر السجن لذلك وقد يطبقون برنامجي في سجون أخرى في أنحاء الولاية |
Diğer bir ifadeyle... ben yazılımımı Red Hat sistemine dağıtırsam... lisans şunu diyemez; | Open Subtitles | وبكلمات اخرى اذا وزعت برنامجي على نظام ريد هات لايمكن للترخيص ان ينص على |
Kimse programımda bebekleriyle oynayan bir adam görmek istemiyor. | Open Subtitles | لا أحد يريد رؤية رجل يلعب بالدمى في برنامجي |
Tamam, o zaman, diğer kanallar seni kapmadan televizyondaki şovuma gelmelisin. | Open Subtitles | حسنا, اذن علي ان اطلب منكم الحضول الى برنامجي التلفزيوني قبل ان تصل اليك القنوات الاخرى , موافق؟ |
program saatimi değiştirip duruyorlar. Gerçekten canım sıkıldı! | Open Subtitles | استمرت الادارة في تغيير وقت برنامجي انا مستجدٍ بحق |
İstersen sonraki radyo şovumda dükkanının reklamını yapabilirim. | Open Subtitles | إذا تُريدُ، أنا يُمْكِنُ أَنْ أَسْدَّ كَ المخزن على برنامجي الإذاعي القادمِ. |
benim de en son canlı yayına çıktığım zaman ödüllü talk şovumun sonuydu. | Open Subtitles | حسنا اخر مره قمت بها ببحث حي كان لانهاء برنامجي الفائز بالجوائز الاعلامية |
Şahsen Amerika yerlilerine yaptığımızı yanlış buluyorum ama sonuçta senin en sevdiğin dizi, benim değil. | Open Subtitles | شخصيًّا، أعتقد أنّ ما فعلناه بالهنود الحمر كان فظيعًا. لكن هذا برنامجكِ المفضّل، وليس برنامجي. |
Eğer bunu yapacaksam benim dizim olacak yada hiç olmayacak. | Open Subtitles | إذا كنت سأقوم بهذا سيكون برنامجي أنا او لا وجود لبرنامج |