bilgisayar programı, dudak okumada insan yeteneğini taklit edemez. | Open Subtitles | برنامج حاسوبي لا يستطيع أن يكون نظير لخبير بقرأة الشفاة. |
Bu bir bilgisayar programı, Yüzbaşı. Trendeki o kız, diğer herkes. | Open Subtitles | إنه برنامج حاسوبي أيها الكابتن .. الفتاة التي على القطار و البقية |
bilgisayar programı o. | Open Subtitles | إنها برنامج حاسوبي ولكن أفهم أنّ هذا صعب لك |
Deri giyenin kadınların yüzlerinden parçalar aldığını keşfettiğimiz zaman bu parçalar birleştirildiğinde nasıl bir yüz ortaya çıkacağını görmek için parçaları bir araya getirecek bir bilgisayar programı kullanmaya başlamıştık. | Open Subtitles | لقد أكتشفنا أن القاتل يجمع أجزاء من وجوه ضحاياها الـنساء لقد بدأنا عمل برنامج حاسوبي ليقرب لنا ما ستبدو عليه تلك الأجزاء أذا جمعت |
Karmaşık bir bilgisayar programı. | Open Subtitles | إنه برنامج حاسوبي متطوّر |
- Bir daha düşün. Hey, hey, bir bilgisayar programı var. | Open Subtitles | أتعلم أن هناك برنامج حاسوبي |
Sadece çok eski bir bilgisayar programı. | Open Subtitles | بل فقط... مجرد برنامج حاسوبي قديم |
Bu bir bilgisayar programı. | Open Subtitles | هذا برنامج حاسوبي |
Bu problemi geleneksel türden bir bilgisayar programı yazarak çözmeyi deneyecek olsaydınız, programa bu parçaları nasıl alacağına, bunları bacaklı bir robota nasıl dönüştüreceğine ve o bacakları B noktasına gitmesi için nasıl kullanacağına dair adım adım talimatlar verirdiniz. | TED | الآن إذا كنت تحاول أن تجرب وتحل هذه المشكلة عن طريق كتابة برنامج حاسوبي ذو طابع تقليدي فإنك سوف تعطي البرنامج التعليمات خطوة بخطوة عن كيفية أخذ هذه الأجزاء وكيفية تجميعها في روبوت له أقدام من ثم كيفية استخدام تلك الأرجل في المشي إلى النقطة B. |