Bridget Kelly'nin durumu hakkında bir şeyler söyler misiniz? | Open Subtitles | وكنت أتساءل إذا كنت يمكن أن تقول لي أي شيء عن حالة بريدجيت كيلي. |
Bridget Kelly'nin odasındakiyle de aynı. | Open Subtitles | نحن أيضا يقابل ذلك على عينة أخذت من غرفة بريدجيت كيلي. |
Wyoming'de tanıdığım Bridget Kelly adam kaçıran ve öldüren biri değildi. | Open Subtitles | (بريدجيت كيلي) التي عرفتُها في (وايومنغ) لمْ تكن خاطفة أو قاتلة. |
Bridget Kelly ile olan ilişkiniz nasıldı? | Open Subtitles | {\pos(140,230)} "روك سبرينغ)، (وايومنغ))" حسناً، كيف كانت علاقتك مع (بريدجيت كيلي)؟ |
Ben de New York'tan sana ulaştım, belki bir ihtimal şu firari eski arkadaşı Bridget Kelly ile birliktedir diye düşündüm. | Open Subtitles | {\pos(190,150)} إتّصلتُ بك في (نيويورك) لأنّني إعتقدتُ أنّه ربّما إنضمّ لصديقتنا القديمة (بريدجيت كيلي) في الهرب. |
Bize Bridget Kelly'nin nerede olduğunu söyle, biz de sana istediğini verelim. | Open Subtitles | أخبرنا بمكان (بريدجيت كيلي)، وسنعطيك ما تحتاج إليه. |
Sanırım Bridget Kelly ismi size bir şeyler hatırlatıyordur? | Open Subtitles | أفترض أنّ اسم (بريدجيت كيلي) يُذكّرك بشيء؟ |
Siobhan Martin beni Bridget Kelly'e götürene dek. | Open Subtitles | طول المدّة التي تأخذها (شيفون مارتن) لتقودني إلى أختها (بريدجيت كيلي). |
Bridget Kelly tüm bunları değiştirebilmekten bir adım uzaktaydı. | Open Subtitles | وكانت (بريدجيت كيلي) على بُعد يوم واحد من تغيير كلّ ذلك. |
Bridget Kelly, Wyoming'de tanıklık edeceği günden bir gün önce, 6 Eylül'de polisten kaçtı. | Open Subtitles | (بريدجيت كيلي) هربت من الشرطة في مدينة (وايومنغ) بالسادس من سبتمبر، |
Sanırım Bridget Kelly ismi size bir şeyler hatırlatıyordur? | Open Subtitles | أفترض أنّ اسم (بريدجيت كيلي) يُذكّر بشيءٍ. |
Bridget Kelly'i korumanızın ne kadar önemli olduğunu biliyorum ama önceliğim Gemma Butler'ın bulunması. | Open Subtitles | أفهم كم المهم عليك حماية (بريدجيت كيلي)، ولكن أولويتي هي إيجاد (جيما بتلر). بربّكِ يا (سالدانا). |
Bodaway Macawi, Bridget Kelly'nin New York'da olduğuna inanırsa icabına bakması için peşinden birilerini yollayacaktır. | Open Subtitles | لو إعتقد (بوداواي ماكاوي) أنّ (بريدجيت كيلي) هنا في (نيويورك)، فسوف يتأكّد أن يتخلّص منها شخص ما. |
Bridget Kelly'nin kardeşi, Gemma Butler'ın en yakın arkadaşı. | Open Subtitles | أخت (بريدجيت كيلي) هي صديقة (جيما بتلر) المُقرّبة. |
Kocanız da Bay Butler da Bridget Kelly'nin kim olduğunu biliyormuş. | Open Subtitles | لقد علم زوجكِ والسيّد (بتلر) من هي (بريدجيت كيلي) بالضبط. |
Malcolm Ward, bizi Bridget Kelly'e ulaştıracak kişi. | Open Subtitles | (مالكوم وارد) سوف يقودنا إلى (بريدجيت كيلي). |
Bridget Kelly'nin kaçtığı geceden başlarız, ne dersin? | Open Subtitles | بدءاً من حقيقة ما حدث في الليلة التي هربت فيها (بريدجيت كيلي)؟ |
Bridget Kelly'i işin içine katmak, işleri karmaşıklaştırmaktan başka bir işe yaramaz. | Open Subtitles | وجلب (بريدجيت كيلي) فيه جعل الأمور مُعقدة فحسب. |
Bridget Kelly'nin de orada olduğu hafta. | Open Subtitles | في نفس نهاية الأسبوع حيث كانت (بريدجيت كيلي) هناك. |
Henry Butler niçin sizin Bridget Kelly olduğunuzu düşünmemi istesin ki? | Open Subtitles | لمَ سيُريدني (هنري بتلر) أن أعتقد أنّكِ (بريدجيت كيلي)؟ |