Daha sonra saat sekiz gibi fırınından gizlice uzaklaşıp unlu ellerini yıkar, ve karısını arar. | TED | وحوالي الساعة الثامنة يقوم بالتسلل بعيداً من مخبزه، ينظف يديه من العجين، ويتصل بزوجته. |
Bu sabah buluştular, karısını aldılar sonra ayrıldılar. | Open Subtitles | لقد تقابلوا هذا الصباح و إلتقوا بزوجته ثم إنفصلوا |
Onunla, bir erkeğin karısına yapması gereken şeyi yapma arzusu olmuyor. | Open Subtitles | معها ليس لدي أي شهية للقيام بما ينبغي للرجل العمل بزوجته |
Sakin ol. Sorumlunun bana bir iyilik borcu var. Onu karısıyla tanıştırdım. | Open Subtitles | هذا رائع المسئول مدينا لى بخدمة فلقد عرفته بزوجته |
Eğer işe yaramazsa karısı ve çocuklarının peşine düşeceğimi söyleyin. | Open Subtitles | وإذا لم يحدث هذا أخبره أنني سأهتم بزوجته و أطفاله |
Nasıl bir adam eşini umursadığını bilmez ki? | Open Subtitles | أي رجل لا يعلم إذا كان يهتم بزوجته أم لا ؟ |
Elimizde eski karısının, ailesinin, arkadaşlarının, bilinen tüm iş ortaklarının adresleri mevcut. | Open Subtitles | الان, نحن لدينا العناوين الخاصة بزوجته, الخاصة بأولاده اصدقائه, جميع معونيه ومساعديه. |
Ve bu sebepten ötürü, bir adam annesinden ve babasından ayrılmalı ve eşine katılmalıdır. | Open Subtitles | و لهذا السبب يجب على الرجل ان يترك امه و ابيه و يلتحق بزوجته |
Benden hoşlandı sanırım. Ona ölmüş karısını hatırlattığımı söyledi. | Open Subtitles | يبدو أنه معجب بي يقول أنني أذكره بزوجته التي ماتت |
Eğer ailesi onu özlerse, karısını arayıp ona, | Open Subtitles | إذا افتقدته عائلته، ببساطة أتصل بزوجته مخبراً إياها: |
Eğer ailesi onu özlerse, karısını arayıp ona, | Open Subtitles | اذا تغيب عن عائلته, ببساطة اتصل بزوجته واخبرها |
Kendimi suçlu hissettim çünkü karısını götürmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | شعرت بالذنب لأنني كنت أحاول دائماً أن أتحرش بزوجته |
karısını arayacağım. | Open Subtitles | يمكنني أن أتصل بزوجته ولن يكلفني الأمر سوى سنتان |
Hayır. Monk kimseyle değil. Hala ölen karısına takılmış. | Open Subtitles | لا سيد مونك ليس مع احد مازال متعلقا بزوجته الراحلة |
Hayır. Monk kimseyle değil. Hala ölen karısına takılmış. | Open Subtitles | لا ، مونك ليس مرتبطاً بأحد لا يزال متعلقاً بزوجته الراحلة |
O hayvanın karısına neler yaptığını gördün mü? | Open Subtitles | ما فعله هذا الحيوان بزوجته لقد حصل على ما يستحق |
Onu komik buluyor musun? O en azından karısıyla ilgileniyor. | Open Subtitles | اتجد ذلك مضحكا ايها السمين على الاقل هويهتم بزوجته |
karısıyla nasıl tanıştığını anlatması bir ömür sürmüştü. Wally'i hatırlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | لقد استغرق وقتاً طويلاً ليخبرني . كيف التقى بزوجته |
Çünkü ellisine geldiğinde kendisine iki oğul ve dört kız çocuk veren sevgili karısı Claire ile tanıştı ve sonra İncil'e layık bir aile reisi gibi tüm dünyadaki evlatlıklarına umut mesajı yaymaya başladı. | Open Subtitles | لأنه لم يلتقي بزوجته الرائعة: كلير إلا بعد الخمسين وبعدها رُزق بولدان وأربع بنات |
Bak, olay şu ki, Decker polisten kaçtı, karısı ile haberleşmeye çalışıyor ve onun öldürüldüğünü öğreniyor. | Open Subtitles | انظر, الفكرة هي ان ديكر هرب من الشرطة الإتحادية حاول الاتصال بزوجته و اكتشف بأنها قد قُتلت |
Eski eşini ve çocuklarını aradım, burada olduğunu söyledim. | Open Subtitles | اتصلت بزوجته السابقة وأطفاله وأخبرتهم أنه هنا |
Bu adamın tekinin pastırması bu da karısının patates salatası. | Open Subtitles | ذلك الطعام لضيف ما وهذه سلطه البطاطا الخاصه بزوجته |
Gibbs hala ölü eşine aşık ve ben de onun başarısız evlilik dizisindeydim. | Open Subtitles | وهو كان مازال مغرم بزوجته المتوفاه و أنا كنت مجرد رقم فى سلسله من الزواجات الفاشله |
Maliheh benim kızım değildi. Arkadaşın, onun ilk karısından kalan tek hatırayı aldı. | Open Subtitles | إنها الشيء الوحيد الذي يذكره بزوجته الأولى |