Naegi'yi ziyaret ederek onun hayatını ve Akashi klanını riske atıyorsun. | Open Subtitles | أنك تخاطر بحياته وقبيله أكاشي بزيارتك لـ نايجي. |
Oraya yaptığımız ziyaret hoşuna gitmişti; kışın kar ayakkabısıyla yaptığımız. | Open Subtitles | كنت تستمتعين بزيارتك هناك الشتاء مع أحذية الثلج |
Seni benim ziyaret etmem gerekirdi. | Open Subtitles | كان عليّ أن أقوم أنا بزيارتك وأنا آسف لهذا. |
Çünkü, size yaptığım onca ziyarete rağmen, ...henüz benim kampıma ve bana gelme nezaketini, ...göstermediniz. | Open Subtitles | لأن بعد كل المرات العديدة التى قمت بزيارتك فيها فإنك لم تقم برد المجاملة من خلال زيارة مخيمى و زيارتى |
Sen beni ziyarete gelmediğin için, ben sana geldim. | Open Subtitles | لم تاتي لزيارتي لذا كان علي ان آتي واقوم بزيارتك |
Neyse... En azından ailen ziyaretine sevinmiştir, değil mi? | Open Subtitles | حسنا أكيد على الأقل أن والديك سعدوا بزيارتك لهم؟ |
Anneme tatlı bir ziyaretle başlayan ve bu sabahki her şey. | Open Subtitles | لا تهينيني الأمر هكذا منذ الصباح بدءاً بزيارتك الجميلة مع أمي |
Dr Jackson, herhangi bir ziyaretçiniz olmadı. | Open Subtitles | د/ جاكسون ، لم يقم أحد بزيارتك |
Hayır, gelecek 25 yıl boyunca anneni seni hapishanede ziyaret etmek zorunda bırakmak doğru değil. | Open Subtitles | الامر الغير صائب ان تقوم امك بزيارتك في السجن خلال 25 سنة القادمة |
Seni ziyaret etmek için geldim ama müsade etmediler. | Open Subtitles | لم يسمح لي بزيارتك والمحامي الخاص بي لم يسمح لي بالدخول |
Kardeşinle konuşursunuz. Sizi yarın ziyaret edecek. | Open Subtitles | لقد تكلمتُ مع أخيكِ انه سيقوم بزيارتك في الغد |
Şimdi bana, annemin seni hapisteyken neden ziyaret ettiğini söyle. | Open Subtitles | الآن ، أخبرني ، لماذا أتت أمي وقامت بزيارتك في السجن ؟ |
Carfax Köşkü'nde çalışırken bile seni hep ziyaret ediyor. | Open Subtitles | حتى لو أنك تعمل في كارفاكس مانور كانت دائماً تقوم بزيارتك |
Kızımın ve arkadaşlarının seni aniden ziyaret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | اريد ان اعرف لماذا ابنتي وصديقاتها يقومون بزيارتك فجأه |
Bir müfettiş sizi ziyarete gelecek ve durumunuza karar verecek. | Open Subtitles | المفتش سيقوم بزيارتك وسيحدد ما يلزم لقضيتك |
ziyarete gelince anlatırım. | Open Subtitles | لقد كان.. سوف اخبرك عن ذلك عندما اقوم بزيارتك |
-Gücünü topladığında iki muhteşem genç bayan seni ziyarete gelecek. | Open Subtitles | وعندما تستعيد عافيتك ستقوم شابتين جميلتين بزيارتك |
Yakında ziyaretine geleceğim. | Open Subtitles | انصت إلى الأطباء وسأقوم بزيارتك عمّا قريب |
İşyerinde ziyaretine gelelim dedik. | Open Subtitles | فكرنا أن نقوم بزيارتك في مكان عملك. |
Bunun annene yaptığın ziyaretle bir ilgisi var mı? Sadece, son zamanlarda pek uyku tutmuyor ama iyiyim. | Open Subtitles | -{\pos(190,220)}أهذا علاقة بزيارتك مؤخراً لأمك؟ |
Dikkat dikkat NJ Jian, bir ziyaretçiniz var! | Open Subtitles | انجي جيان" المحترم.. شرفتنا بزيارتك" |
Yani herkes ziyareti iptal mi etti? | Open Subtitles | لا أحد قام بزيارتك ؟ |
Bir çok şey talep edip, böyle ziyaretlerle beni zor durumda bırakıyorsun. | Open Subtitles | الآن، أنت تطلب المزيد وتضعني في عين العاصفة بزيارتك هذه، لا بأس. |
Bu yüzden... Ziyaretinizin tadını çıkarın. | Open Subtitles | هذا لانني, رجاء استمتعي بزيارتك برفقتنا |
Ve dönünce beni ara tatlım. Ziyaretlerinden hoşlanıyorum. | Open Subtitles | واتصلي بي عندما تعودين يا عزيزتي لقد استمتعت بزيارتك |
Uğradığına sevindim.. | Open Subtitles | مسرور بزيارتك رغم ذلك |