Temas takibi için harika yeni bir teknolojimiz var. Bize test kitleri, antiviraller ve aşılar vermek için ışık hızında çalışan inanılmaz bilim insanlarımız var. | TED | لدينا تكنولوجيا عظيمة وجديدة للتعقب، لدينا علماء مذهلين يعملون بسرعة البرق ليعطونا مجموعات اختبار ولقاحات. |
Telgraf ve telefon ışık hızında mesaj taşıyor. | Open Subtitles | ينقل التلغراف والتليفون الرسائل بسرعة البرق. |
Şimdi, bütün kurbanların dediğine göre saldırgan sanki ışık hızında hareket ediyor | Open Subtitles | والآن كل الضحايا يقولون أن المعتيّ يتحرك بسرعة البرق |
Ama bir yılanın hızlı hareket etmesi gerektiğinde bunu şimşek hızında yapabilir. | Open Subtitles | لكن عندما تحتاج الأفعـى التحرك بسرعه سيكون ذلك بسرعة البرق |
Casuslar, şimşek hızında gözlem yapabilmeyi öğrenirler ve noktaları olabildiğince hızlı birleştirmeyi. | Open Subtitles | الجواسيس يتعلمون كيف يجمعون المعلومات بسرعة البرق وكذلك الربط بين النقاط بنفس السرعة |
Aynı bir kedi gibi, aniden avının üzerine atılır, sonra da, yıldırım hızıyla kaybolurdu | Open Subtitles | لأنه ينقض علي فريسته مثل القط ويختفي بسرعة البرق |
Kupalarınızın ağız salgılarını yıldırım hızıyla gerekli yerlere gönderdim ve sonuçlar bir erkek ve bir kadın olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قمت بتسريع الكؤوس المليئة بالمخاط التي أرسلتها عبر القنوات الاعتيادية بسرعة البرق والفحص بين ان هناك رجلا وإمرآة كانا يشربان |
İkisinin de ışık hızında iletişim kurabilme yeteneği olduğundan Elliot ile iyi anlaştılar. İnsanların anlayabilmesi için yavaşlatmak zorundasınız. | Open Subtitles | جمعت هي و(إليوت) قدرتيهما على التحدّث بسرعة البرق يجب أن تبطئا حديثكما كي يفهم البشر ماتقولانه |
- Yüce Musa, ışık hızında! | Open Subtitles | إنه بسرعة البرق ! |
Adalet, yıldırım hızıyla yerini bulacak. | Open Subtitles | ستتصرف العدالة بسرعة البرق. |