Keşke senin yaşındayken başkası da bana söylemiş olsaydı dediğim bir şey. | Open Subtitles | شيء كنت أتمنى أن شخصا اخبرني به عندما كنت بسنك |
senin yaşındayken vitamin bile almazdım. Şimdi ise günde üç kere haplardan oluşan bir kokteyli mideye indiriyorum. | Open Subtitles | حين كنت بسنك لم آخذ فيتامينات حتى ، الأن أختنق من خليط من الحبوب ثلاث مرات يومياً |
senin yaşındayken ben de aynı şeyleri hissederdim. | Open Subtitles | كان لدىّ نفس الشعور وأنا بسنك أنه لا خيار لدىّ |
Bel gevşekliği Senin yaşında bir kadında bile nadir olarak görülür. | Open Subtitles | سلاسة البول غير منتشرة بين النساء بسنك |
Kahretsin... Senin yaşında olmayı çok isterdim. | Open Subtitles | بالتأكيد، لا أطيق الانتظار لأكون بسنك |
Senin yaşlarındayken ben de buraya gelir oynardım sekiz sene önce falan. | Open Subtitles | أتدرين؟ كنت معتادة أن آتي للعب هنا عندما كنت بسنك قبل حوالي ثمان سنوات |
Senin yaşındaki kızlar ev işlerine yardım etmeli. | Open Subtitles | الفتيات بسنك يجب ان يساعدن بأمور المنزل والطبخ والغسيل |
"Evlat, ben senin yaşındayken kimsenin arabası yoktu." | Open Subtitles | "بني، لم يكن لديهم سيارات عندما كنت بسنك." |
Ben senin yaşındayken.. | Open Subtitles | لماذا . لانه عندما كنت بسنك.. |
Ben senin yaşındayken arkadaşlarım vardı. | Open Subtitles | عندما كنت بسنك كان لي رفقاء |
senin yaşındayken hiç örnek alacağım biri yoktu. | Open Subtitles | ...لمّا كنت بسنك لم تكن لي عبرة |
O tamamen farklı. Ben senin yaşındayken... Ne? | Open Subtitles | -هذا مختلف كليًا، حينما كنت بسنك .. |
Ben senin yaşındayken anlamamıştım. | Open Subtitles | لم أفهمه كذلك عندما كنت بسنك |
"Evlat, benim senin yaşındayken arabam olmuştu." | Open Subtitles | "بني، كنت أملك سيارة عندما كنت بسنك." |
Bu soruya cevap verirken söylediğim gibi bir zamanlar Senin yaşında olduğumu hatırla. | Open Subtitles | - انتظر لعلمك ،عندما أجبت بأني مررت ذات مرة بسنك |
Senin yaşında birine yakışmıyor. | Open Subtitles | هذا ليس سلوك لائق من رجل بسنك |
Tıpkı Senin yaşında olduğum gibi. | Open Subtitles | مثلى تماماً ، عندما كنت بسنك |
Senin yaşında birinin karşılayamayacağı kadar. | Open Subtitles | -ثمن أكبر مما يمكن لفتى بسنك الحصول عليه . |
Senin yaşlarındayken at kuyruğu saçım vardı ve galiba kendi kanımı satarak yaşıyordum. | Open Subtitles | عندما كنتُ بسنك كان لديّ شعر على شكل ذيل الحصان و أعتقد أنني يمكنني العيش ببيع دمي |
Senin yaşlarındayken oyuncuydum. | Open Subtitles | لعبت عندما كنت بسنك |
Senin yaşındaki bir kadının daha dikkatli davranması gerekir. | Open Subtitles | امراة بسنك يجب ان تاخذ بعين الاعتبار |
Bence Senin yaşındaki kızlara haksızlık olur. | Open Subtitles | لا أظن سيكون هذا عدلاً للفتيات بسنك |