"بسهولة من" - Translation from Arabic to Turkish

    • kolayca
        
    • bu kadar kolay
        
    Bu o okyanus dalgaları üzerinde hareket gibi, hava akımlarıyla kolayca dolaşmasını sağlar. TED وهذا يسمح لها الإنسياب بسهولة من خلال التيارات الهوائية وكأنها تنساب على طول أمواج المحيط.
    Artık bir kadın gördüğümde, kolayca "işe yarar" veya "yaramaz" gibi tasniflerde bulunamıyorum. Open Subtitles الآن، حين أرى امرأة, لم أعد قادرًا لتصنيفها بسهولة من بين المفضّلات أو المنبوذات.
    Dokunulmuşlar yüksek sesli silahlarınızdan korkmuştu. - kolayca etkisiz hale getirebiliriz. Open Subtitles الممسوسين يخافون بسهولة من اسلحة الارض المتقدمة يمكننا اخضاعهم بسهولة
    İnsanların dönüşüm sanatıyla bu kadar kolay kandırılmaları, rakunları çok eğlendiriyordu. Bu nedenle her zaferleri için kutlama düzenliyorlardı. Open Subtitles الراكون حقا استمتعوا بهذا البشر تم خداعهم بسهولة من خلال مهارتهم لتحول لذا هم قاموا بالاحتفال على طريقتهم بكل مرة
    Sana bu kadar kolay kandığıma kim inanır ki? Open Subtitles من سيصدق ذلك انا خدعت بسهولة من قبلك ؟
    Öyle ki bir diğer büyük maymun tarafından kolayca bozulabilir ve yok edilebilirler. Open Subtitles أختل وتحطم بسهولة من ذلك القردِ العظيمِ الآخرِ
    Şimdi, eğer kaçmanız gerekirse, ...şunu açarak kolayca kaçarsınız, ama sakın... Open Subtitles ...وإذا رغبتم بالفرار يمكنكم الخروج بسهولة من هنا ... لكن إياكم
    İnsanın etine değerse canını kolayca alabilir. Open Subtitles والذي ياخذ الحياة بسهولة من العروق إذا ما أخترق الجلد
    Müttefik Kuvvetler, kurtarılmanın ardından onları bu sayede, kolayca tespit etmişti. Open Subtitles بهذه الطريقة يتم التعرّف عليهم بسهولة من قبل القوات الحليفة بعد عملية التحرير
    Bunları bebeklerden alır gibi kolayca aldığınız hâlde bir de ödüllendirilmek mi istiyorsunuz? Open Subtitles تريد منّي أن أدفع لك مقابل هذه الكنوز التي أخذتها بسهولة من هؤلاء الأطفال؟
    Sürüş yolunu kapatmadığımı ve itfaiyenin kolayca, etrafımdan geçebileceğini söylemene ihtiyacım var. Open Subtitles أحتاج منكِ أن تقولي بأنني لم أعرقل ذلك الممر وسيارة المطافي كان يمكنها إيجاد طريقها بسهولة من حولي
    Bir prensse neden yalnız seyahat ediyordu ki hırsızlar onu kolayca öldürülebilirdi. Open Subtitles لو كان أميراً حقّاً فلماذا يسافر بمفرده ؟ كان من الممكن أنْ يقتل بسهولة من قبل أُولئك اللصوص
    İlk olarak çocukların, televizyondaki, devlet okullarındaki ve hemen hemen baktığınız diğer her yerdeki tüm bu pazarlama ve reklamlarla nasıl da kolayca inandırıldıklarına gerçekten hayret ettiğimi söylemek istiyorum. TED بداية .. اريد ان اقول .. انا متفاجىء جداً كيف ان الاطفال يخدعون بسهولة من قبل الاعلام والتسويق الذي يعرض من خلال التلفاز في المنازل والمدارس وفي كل مكان من حولك
    Koltan, kolayca silahlı gruplar tarafından kontrol ediliyor. TED ال"كلوتان" يُتحكم فيه بسهولة من قبل الجماعات المُسلحة.
    Tedarik zincirini ileriye taşıyan insanlar üç iş kolunu da kolayca idare ediyor, her ay 2.500 - 3.000 Amerikan Doları yatırım yapıyorlar. TED ويزيد الناس من السلسلة القيمة وتشغيل ثلاثة خطوط بسهولة من الأعمال التجارية، وتستثمر 2,500 إلى 3,000 دولاراً أمريكياً كل شهر.
    Partilerden hoşlanırdım, huduttan ve havalanlarından kolayca geçebildiğim için... mükemmel bir kuryeydim. Open Subtitles أحببتُ أشخاصاً، وعبرت بسهولة من خلال الحدود والمطارات... المهرِّب المثالي.
    Bu dünyadan bu kadar kolay ayrılmana izin vermem Gaius. Open Subtitles لن أتركك ترحل بسهولة من هذا العالم يا (غايوس)
    Bu dünyadan bu kadar kolay ayrılmana izin vermem Gaius. Open Subtitles لن أتركك ترحل بسهولة من هذا العالم يا (غايوس)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more