Pentium çip pazarında umut vaat eden göstergelerden bahsediyoruz. | Open Subtitles | نحن نرى مؤشرات واعدة بسوق رقائق المعالجة |
Bekle, yarın Köy Meydanı pazarında çıtır erkeklerin arasında olacağız. | Open Subtitles | انتظري، غداً سنلاحق... رجال المخبوزات بسوق القرية... |
Yarışma için balık pazarını kapattık! | Open Subtitles | رجالي قدّ توقفوا عن العمل بسوق السمك من أجل إنشاء هذا المكان. |
Ama yapamayacağı şey enerji pazarını manipüle etmek. | Open Subtitles | الذي لا يستطيع القيام به هو التلاعب بسوق الطاقة |
Bu kadar büyük bir pazar biraz fire vermeden ele geçirilemezdi, değil mi? | Open Subtitles | لتربح بسوق بهذا الحجم لابد من بعض التلفيات |
Bahar gelip de daha fazla pazar payı oluşması için bekliyorum. | Open Subtitles | كتابي سينشر بالربيع القادم لكي يتم توزيعه بسوق أوسع |
Enerji piyasasını maniple etmek senin fikrin miydi? | Open Subtitles | أكانت خطّة التلاعب بسوق الطاقة فكرتُك أنت؟ |
Sanat eseri piyasasını bilirsiniz. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين ما يجري بسوق الفن |
Dün pazarın oradaki bir satıcı, 40'lı yaşlarında Hasidik birinin zorla bir araca bindirildiğini görmüş. | Open Subtitles | بلاغ من بائعة بسوق الخضروات أعطى وصفاً لرجل حسيدي في الأربعينات تم سحبه إلى داخل سيارة أمس |
Akşam pazarında tütün satan... | Open Subtitles | الهياكل العظمية تبيع الـتبغ الممضوغ" بسوق الليل |
Bark Organics Kaliforniya pazarında liderdir. | Open Subtitles | سوف نقوم بالإهتمام بسوق كاليفورنيا |
Ama dün çiftçi pazarında beni terk etti. | Open Subtitles | لكنه تركني بسوق المزارعين بالأمس. |
Ben de kendimi Konstantinopolis'teki esir pazarında buldum. | Open Subtitles | وجدت نفسى بسوق العبيد فى "القسطنطينية" |
İskeledeki balık pazarını biçmiş. En az bir düzine yaralı var. | Open Subtitles | اصطدم بسوق سمك على الأقل دزينة اصابات |
Balık pazarını arayıp ne yapabileceğimize bir bakalım. | Open Subtitles | سأتصل بسوق السمك، وأرى ما يمكنني فعله |
Balık pazarını arayıp ne yapabileceğimize bir bakalım. | Open Subtitles | سأتصل بسوق السمك، وأرى ما يمكنني فعله |
Bu tür malzeme.... ...ne kadar ilginç olursa olsun özel bir pazar içindir ... | Open Subtitles | هذا النوع من المواد مع انه رائع هو خاص بسوق معينة |
Meydandaki pazar yeri uyuşturucu süpermarketi gibi resmen. | Open Subtitles | ذلك السوق المركزي، أشبه بسوق للمخدرات .. |
Robot-yağı piyasasını ben kontrol ederim! | Open Subtitles | ! أنا أتحكم بسوق زيت الروبوتات ! |
Enerji piyasasını maniple ettiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تتلاعب بسوق الطاقة! |