Bir kadın, kuduz virüsü taşıdığını öğrenmek için araba kazası geçirmek zorunda değil. | Open Subtitles | لا يجدر بمرأة ان تتعرض للدهس بسيارة حتى تعلم انها مصابة بداء الكلب |
Onu, pazarlık yapmaktan hoşlanmadığın ve yeni bir araba almak istemediğin için satmıyorsun. | Open Subtitles | كنت تبقيها لأنك لا ترغب في التفاوض وانت لم تكن ترغب بسيارة جديدة |
Sadece birazlığına çıktık. Kız kardeşinin bir arabası varmış, biz de arabayla gittik. | Open Subtitles | لقد كانت لفترة قصيرة , اننا خرجنا بسيارة اختها و تجولنا لفترة هناك |
Ne oldu? Her şeyden önce, yeğenimin yarış arabasıyla duvara bindirmesine izin verdim. | Open Subtitles | حسناً ، البداية كانت عند تركى لابن أختى يصدم بسيارة سباق فى الحائط |
Şoför bir dünya içtikten sonra arabasına biner ve mutlu bir çifti öldürür. | Open Subtitles | سائق سيارة يصطدم بسيارة بعد شربه كمية كبيرة و يقتل زوجين سعيدين ؟ |
Bir adam geçen gün başka bir arabaya çarptı. Uçarak benim taksiye geldi. | Open Subtitles | لقد أصيب رجل في أحد الأيام بسيارة أجرة و قد وصل إلى سيارتي |
Saint Petersburg şehir merkezinde arabasını başka bir arabaya çarpmış. | TED | في وسط المدينة في سانت بيترسبيرغ في الواقع هو صدم سيارته بسيارة اخرى |
Kendisi bir araba kazasında öldürülmesi nedeniyle davaya iştirak edemedi. | Open Subtitles | توجب عليها اسقاط القضية بعد أن تم دهسها بسيارة وقتلها |
Ve benim açımdan, servis sağlayıcısı olarak, işlem ücretini herhangi bir şey olsaydı, 1 saatte araba ayarlamak mümkün olmazdı. | TED | وبالنسبة لي، كمزودة خدمة، لبس في استطاعتي أن أزودكم بسيارة لساعة من الزمن إذا كانت تكلفة الصفقة أي شيء. |
araba kiralayıp, dostlarımızla düğün yapmamıza gerek var mı? | Open Subtitles | هل نحتاج الي زفاف بسيارة مستأجرة مع اصدقائنا جميعاً مدعوين؟ |
Çok kötü. Aptal görünüşünüzü o araba sayesinde değiştirebilirdiniz. | Open Subtitles | خسارة , كان بإمكانك مبادلة شكلك الغبي بسيارة |
arabayla gelenin Mortimer olduğunu sandım. Ama anlaşılan senmişsin. | Open Subtitles | . فقط ظننت أنى رأيت مورتيمر قادم بسيارة . أفترض أنه كان أنت |
Akademi, saç ve makyajımın ücretini öderse ve bir arabayla şoför sağlarsa memnun olurum. | Open Subtitles | سأكون ممنونة لو دفعت الأكاديمية ثمن المكياج والشعر وبالطبع تزويدي بسيارة مع سائق |
Sal, Tom, patron başka arabayla gidiyor. Siz ikiniz yola koyulun. | Open Subtitles | سال , توم , الرئيس يقول انة سيحضر بسيارة أخرى و أن تسبقاة أنتما |
Demek Wood devriye arabasıyla seni mezarlığa götürdü, öyle mi? | Open Subtitles | إذن فقد أخذك الشرطي وود بسيارة الشرطة إلى المقبرة ، صحيح ؟ |
Sonra kendi arabasıyla kasabaya götürülüp, cesedi sokağa atıldı. | Open Subtitles | ثم أرجعه القاتل إلى البلدة بسيارة القتيل ثم رماه على الطريق |
Geri çekilin ve polis arabasına çarpın. | Open Subtitles | ارجع ثم تعال بسرعتك الكاملة و اصطدم بسيارة الشرطة |
Israel Keyes, silah doğrultarak bir karı kocayı kaçırmış arabaya bindirip uzak bir yere götürmüş ve kadının önünde kocasını öIdürmüştü. | Open Subtitles | إزرائيل كيز إختطف زوجا و زوجته بتهديد السلاح وضعهما بسيارة و أخذهما لمكان ناءٍ و من ثم قتل الزوج أمام الزوجة |
Birinin arabasını mahvetmekten daha korkakça ne olabilir? | Open Subtitles | ما هو الأكثر جبناً من العبث بسيارة شخص آخر؟ |
Karımı öldüren adamın biraz önce polis arabasında gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | لقد تركُ الرجل الذي اطلق النار على زوجتي يهرُب بسيارة شرطة |
İş arkadaşımla silahlı soyguna karışmış bir arabayı takip ediyorduk. | Open Subtitles | لحقنا بسيارة أنا وشريكي كانت متورطة في عملية سطو مسلح |
Shaye'ın arabası Patty Hewes'e bundan iki saat önce çarptı. | Open Subtitles | باتي هيوز اصطدمت بسيارة توم شايس قبل ساعتين من ذلك |
Gerçekten her gün 8 saat benimle aynı arabada kalmaktan hoşlanıyor musun? | Open Subtitles | هل يعجبك فعلاً أن تكون عالقاً معي بسيارة لثماني ساعات يومياً ؟ |
Bu sözü derken Amerika'ya gelip Vanishing Point Challenger'ı ile Gemi Direği'ni oynama fırsatım olduğunu bilseydim bir "Halbuki" de eklerdim. | Open Subtitles | و لو كنت أعلم أنني سآتي هنا و سيكون لدي الفرصة للقيام بهذا بسيارة نقطة الإختفاء كنت سأضيف كلمة مع ذلك |
James büyükbabanın arabasının direksiyonunda bir diş parçası bulduk | Open Subtitles | لقد وجدنا رقاقة من أسنان كامنة على المقود بسيارة جدك |
Bugün, kızımı okula bırakırken bir araç beni takip ediyordu. | Open Subtitles | كنت اوصل ابنتي إلى المدرسة اليوم وإذ بسيارة كانت تلاحقني. |
Bu yüzden araçla gitmek istemedim. Kararların için gereksiz yere zorluyorsun. | Open Subtitles | لهذا لم أرغب أن نسافر بسيارة . دائم تفرض قراراتك على الجميع |
Kardeşim gibi bisiklet sürerken, park halindeki araca çarptı dişlerini motor kapağında görünce çok korkmuştu. | Open Subtitles | يقود دراجته , واصدم بسيارة وارتعب عندما رأى أسنانة على السيارة |