| İlk ortaya çıktıklarında çok basit şeylerdi, öyle ışıltılı harika şeyler değil. | TED | عندما جاءوا لأول مرة ، كانت بسيطة جداً وليس براقة بشكل خاص. |
| Aslında, bazen doktorlar verileri çok basit bir durumu karmaşıklaştırmak için kullanabilirler. | Open Subtitles | يمكن للأطباء أحياناً ان يستخدموا المعلومات ليثيروا الشك حول حالة بسيطة جداً |
| Ulaşım çok basit, herkes hareketliliğe beş dakikalık uzaklıkta. | TED | والمواصلات جميعها بسيطة جداً. الجميع على بعد خمس دقائق سيراً على الأقدام من التنقل. |
| Oaxaca, San Francisco -- çok kolay. Market Streer, Van Ness ve sahil. | TED | أواكساكا، سان فرانسيسكو -- إنها بسيطة جداً. شارع السوق، فان نيس، والواجهة البحرية. |
| Her neyse, çalışma prensibi oldukça basit. | Open Subtitles | على أي، المبادئ الأساسية للعمل هنا، بسيطة جداً. |
| Bu Çok sade; sade olmayan tek şey kızın inci küpesi. | TED | هذه بسيطة جداً والشيء الوحيد الغير بسيط هو قرطها الؤلؤي |
| Karnavaldaydım. Hayat çok basitti, gerçekten. | Open Subtitles | هناك كنت في مهرجان ويا للعجب فالحياة كانت بسيطة جداً |
| eğer başlangıç seviyesinde biliyorsanız çok çok basit cümleler veriyoruz. | TED | اذا كنت مبتدئ, نعطيك جمل بسيطة جداً جداً |
| Tabi ki Web'te çok fazla kolay cümle var. Çok, çok basit cümleler veriyoruz | TED | يوجد هناك بالطبع الكثير من الجمل البسيطة جدا في مواقع الانترنت نعطيك جمل بسيطة جداً جداً |
| Yani, evrenin o en gerideki ilk zamanlarında çok basit ve anlaşılabilir olduğuna inanıyoruz. | TED | لذلك، بالعودة في أوقات مبكرة من الكون، نعتقد أنها كانت بسيطة جداً و قابلة للفهم. |
| İlk ağlar mesela çok basit ve ilkeldi. | TED | فالريت الأولى على سبيل المثال كانت بسيطة جداً ومحدودة |
| Ama pimi çıkarsam, ve vites kolundan sökseydim, gördüğünüz üzere çok basit bir şekilde, vites koluyla ne yaparsanız yapın, ileri veya geri vites fark etmeksizin, mafsal olduğu gibi kalıyor. | Open Subtitles | ولكن لو نزعنا هذا المسمار فلن يكون هناك ارتباط بين الأنبوب وناقل السرعة عملية بسيطة جداً كما ترى |
| Bu çok basit bir ameliyattı. | Open Subtitles | لقد كانت عملية بسيطة جداً وسارت الأمور على ما يرام |
| Şimdi Tanrı kompleksinin semptomlarını çok, çok kolay bir şekilde tarif edebilirim. | TED | يمكنني أن اصف لكم أعراض " المعضلة الإلهية" بصورة بسيطة جداً |
| Basit bir giriş var, ben her zaman küple başlarım, ve bu çok kolay bir işlemdir--- katlama yapmaya başlar ve tekrar tekrar defalarca devam ederim. | TED | وهناك مدخلات بسيطة، أبدأ دائماً بمكعب، وهي عملية بسيطة جداً -- هي الطي، والقيام بذلك مرارا وتكرارا. |
| Tamam. çok kolay. Buldum. | Open Subtitles | حسناً، أنها بسيطة جداً لقد أدركتها. |
| Cevabım oldukça basit olacak. Hayır. Bir gece yemeğe gelmesini iste. | Open Subtitles | إجابتي بسيطة جداً ، لا أعزمية على العشاء ، وعندها يمكنني أن أراه |
| Haber oldukça basit bir hikayeydi. | TED | السبق صحفي كان قصة بسيطة جداً. |
| Bir süre daha idare edebilirsin. Kolostomi ameliyatı oldukça basit bir işlem. | Open Subtitles | جراحة عكس القولون ، جراحة بسيطة جداً |
| - Çok sade, fakat iş görür. - Evet, fasulyeler. | Open Subtitles | بسيطة جداً ولكنها مفيدة نعم, فاصوليا |
| Misyonu çok basitti: Firma ve şirketlerin adil bir şirket davranışının tam olarak ne olduğunu tanımlamaları için kamu verilerini kullanarak nasıl daha adil bir şekilde işleyebileceklerini öğrenmelerine yardım etmek. | TED | رسالتنا بسيطة جداً هي مساعدة الشركات لتتعلم كيف تعمل بطريقة عادلة باستخدام مدخلات من قبل العامة لتحدد بدقة المعايير اللازمة لسلوك عادل للشركة. |