"بسيط من" - Translation from Arabic to Turkish

    • küçük bir
        
    • basit bir
        
    • ufak bir
        
    Otel katibinin küçük, küçük bir parçası vardı. Biz sahnede bile değildik. Open Subtitles كان هناك جزء بسيط من عامل الفندق لم نكن في ذلك المشهد
    Bu büyük gezegende hepimizin kendi potansiyelimizin küçük bir parçasıyla beraber yaşadığımız gerçeğini gördüm ve tamamen canlanmış hissediyorum. Open Subtitles وأشعر بانتعاش شديد ودهشة مجددة من ادراكي بأن جميعنا على كوكب الأرض العظيم نعيش على جزء بسيط من امكانياتنا.
    Aynı şekilde, küçük bir sevgi gösterisiyle bile birinin hayatını değiştirebilirsiniz. TED و بنفس الطريقة، تستطيع أنت تغيير حياة شخص ما بتعبير بسيط من الحب
    Bunun yaptığına bakın. Bu davranışsal ekonominin basit bir parçası. TED انظر الى ماذا يفعل هذا. هذا هو جزء بسيط من الاقتصاد السلوكي
    Hatta basit bir Birleşik Devletler'in Küba'ya saldırmayacağı kararından çok daha iyi olacaktı. Open Subtitles ربما حتى أكثر بكثير من من مجرد قرار بسيط من الولايات المتحدة بعدم مهاجمة كوبا
    Senin sorunun, en ufak bir meydan okumada hemen kaçman. Open Subtitles مشكلتك انك كلما واجهت مقدار بسيط من اي مواجهة تهرب
    bu bağlanmamış dünyanın küçük bir segmentini alalım, ve eğitim pazarı diyoruz TED دعونا نأخذ جزء بسيط من هذا العالم الغير مربوط, ونطلق عليه سوق التعليم.
    Bir iş aramaya çıktığında ve ona acındığı için ödenen küçük bir miktar parayla reddedildiğinde bu onu üzüyor. TED يؤذيه الأمر جداً عندما يخرج للبحث عن عمل، فيتم رفضه مع مبلغ بسيط من المال على سبيل الشفقة.
    Yani, endüstriyel çağdan çok uzun zaman önce bile gezegenimizi global ölçekte etkiliyorduk, küçük bir teknoloji sayesinde. TED إذن، قبل ازدهار الصناعة بمدة طويلة كنا نؤثر في الكوكب على نطاق عالمي، حتى مع قدر بسيط من التكنولوجيا.
    Bir tarafında küçük bir bacak kalıntısı vardı. TED كان لديه جزء بسيط من أحد أطرافه على أحد جانبيه.
    küçük bir savaştan önemsiz bir zaferle dönen beni... bir asker olarak selamladınız. Open Subtitles لقد قمتم بتحيتى كالجندى الذى عاد بانتصار بسيط من المعارك
    Böyle yerler bize hayat veriyor ve aslında doğanın küçük bir parçası olduğumuzu bize hatırlatıyor. Open Subtitles هذه الأماكن تمنحنا الحياة.. وَ تذكرنا بأننا مجرّد جزء بسيط من الطبيعة.
    Belki ben, Illinois Taylorville'den, küçük bir ceza avukatı olabilirim ama size söylüyorum kukla ustasının gerçek kimliğini biliyorum. Open Subtitles ربما أكون مجرد محام بسيط من تايلوفير في ايللوني وانا اقول لكم انا اعرف شخصية من يقوم بتحريك العرائس هنا
    Biliyorsun ki, grip aşısı aslında virüsün küçük bir dozu. Open Subtitles أتعلمين أن لقاح الأنفلونزا فيه جزء . بسيط من الفيروس نفسه
    Aslında tarihte ne kadar küçük bir dilim işgal ettiğimizi unutmamak çok önemli. Open Subtitles من المهم التذكر كم هو جزء بسيط من التاريخ نشغله بالفعل.
    küçük bir kaynak var, Atlas Dağları'ndan çıkan bütün burayı suluyor. Open Subtitles تدفق ندى بسيط من جبال الأطلس تغذي المكان بالمياه
    10 dakika boyunca beni izledi ve sonra beni işimden edebilecek basit bir yazılım yaratmaya çalıştı. Open Subtitles ظل ّ يراقب عملي لعشر دقائق و من ثم بدأ في تصميم جزء بسيط من برنامج يمكنه أن يغنيهم عني
    basit bir başkanlık oylaması bu uzaklaştırmayı tersine çevirebilir. Open Subtitles صوت بسيط من الأغلبية يُمكِنُ أَن يَقلبَ ذلك التوقيف
    Dili ileri fırlatmak için tek gereken dili çevreleyen kasların basit bir şekilde kasılmasıdır. Open Subtitles بإنكماش بسيط من العضلات التى تحيط اللسان هو كل المطلوب لتوجيه ضربه أماميه
    Hominidae familyasından iki ayaklı ufak bir primat. Open Subtitles إن هذا مجرد مثال بسيط من عائلة الثديات الإنسانية ذات القدمين
    Dünya'da bulunan petrol ve doğal gazın tamamı Titan'daki rezervlerin yalnızca ufak bir kısmını oluşturur. Open Subtitles إن أخذت كل النفط و الغاز الطبيعي على الأرض فإنه سيوازي جزء بسيط من احتياطيات تيتان.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more