"بشأنِ" - Translation from Arabic to Turkish

• ilgili
• konuda
• konusunda
• hakkındaki
• alakalı
• konuyu

Bugüne kadar, masanın diğer tarafından oturan hiç kimseye özel hayatımla ilgili tek kelime etmedim.
وحتّى اليوم , لم أقل كلمةً بشأنِ حياتي الشخصية لشخصٍ كان بالجانبِ الآخر من الطاولة.

Bu önemli bir şey. Suçlamaların düşmesiyle ilgili...
ويعني أيضاً أنّك كذبتَ عليّ بشأنِ إسقاطِ التُّهم

Bu dinozorla ilgili her şeyi bulmuştuk.
لقد إكتشفنا كلّ أنواع الأمورِ الرّائعة بشأنِ هذا الديناصورة

Bu konuda sana güvenebileceğimizi sanmıştık.
أعتقدنا بأننا يُمكِنُنا الإعتِمادُ عليك بشأنِ هذا

O konuda kararın kesin sanıyordum.
إعتقدتُ بأنّكِ كُنتِ واضحةً جدًّا بشأنِ هذا الأمر

Önceki gece profesyonel olması konusunda tartışmadınız mı?
ألم تخوضا جدالاً بشأنِ إحترافه في الليلة التي سبقت هذه ؟

Sivil zayiat konusunda haklıydın ama.
لقد كنتَ محقـًّا بشأنِ الأضرارِ التّبعيّة.

Yani, bölge savcısını arasam, MC cüzdan fonu hakkındaki her şeyi biliyor mu?
لذا , لو إتصلتُ بالمدعية العامّة الآن، أستعرف بشأنِ مالك الذي من العصابة؟

Seninle rekabet etmemle ilgili. Bunu yapamam.
الأمرُ بشأنِ أنّني أحاول أن أتنافسَ معَك لا يُمكنني فِعلُها

Kendi adıma dürüst olmam gerekirse gerçekten seks ile ilgili bir şey düşünmedim.
والذي يعني بأنني لم أفكر حتى .بشأنِ الجنس ,لأكون صادقة معك

Fidye için kaçırma olayıyla ilgili kendisiyle konuşmam gerekiyor.
عليّ بأن أتحدث معه بشأنِ قضيةِ إختطاف. إنه إختطاف من نوعِ آخر , الآن , بهذه اللحظة يحدث الآن.

Bir de olanlarla ilgili seninle konuşmak isteyen bir dedektif dışarda bekliyor.
وهنالكَ محقق بالخارج يحتاج بأن يتحدث إليكِ بشأنِ ماحدث.

Bu senin ailenle ilgili değil, o yüzden onları istediğin köşeye sıkıştır ama yaptıkları şeyi itiraf etmeyi reddettiklerinde bu işi mahkemeye taşıyamazsın.
وإن هذا ليسَ بشأنِ والديك، لذا إفعل ماتشاء بهم، لكن عندما يرفضون الإعتراف بما فعلوا،

Dosyanızla ilgili diyebileceğim şey sizden iyi kurmaca yazarı olurmuş.
كلّ مايمكنني قوله بشأنِ إيداعك هو بأنني أعتقد

Ben bu konuda konuşmak değil biliyorum.
أنت تعلم أنَّني لا أستطيعُ التحدثَّ بشأنِ ذلك

O konuda onunla biraz konuşmak istiyorum.
لذلكـَ أرغبُ في أن أحظى بمُحادثةً معهُ بشأنِ ذلكـ

Bu konuda oyun oynamamışsın.
لم تكن تمازحني بشأنِ هذه الفتاة إنَّها فاتنةٌ للغاية

Not bırakma konusunda anlaştık sanıyordum.
اعتقدتُ أنّهُ كانَ لدينا إتفاقاً بشأنِ تركِ الملاحظات.

Bugün Michael'in bilinçli olup olmadığı konusunda iki kere yalan söyledin.
مرتين اليوم قد كنتِ غريبة الاطوار كذبتِ بشأنِ مايكل كونه فاقد الوعي

Bir fosili hazırlama ya da paketleme konusunda ne biliyorlardı?
ما الذي يعرفونه بشأنِ تحضير الأحفوريّة أو تعبئتها أو أيّ شيء؟

Kızlarına bakabilmesi için kızıma derse gitmemesini söylemen ile alakalı.
هذا بشأنِ أنك طلبت من ابنتي أن تتخلف عن محاضرتك لـ تتمكن من مجالسة أطفالك

Hayatım bu konuyu daha önce de konuşmuştuk hatırlarsan. Zamanı gelince evine gitmesi gerekiyor.
حسنٌ، تذكّري يا حبيبتي، لقد تحدَّثنا بشأنِ هذا عليه أن يعود لموطِنِهِ في مرحلةٍ ما