Bugün, polislerin küçük şeyler hakkında yalan söylediğine inandırdık yarın da büyük şeylerde yalan söylediklerine inandıracağız. | Open Subtitles | اليوم نجعلهم يفكرون بأن الشرطة كذبوا بشأن أمور بسيطة، وبحيث أن نقوم غداً بجعلهم يرون أن الشرطة كذبوا بشأن أمور كبيرة. |
O yüzden anlamadığın şeyler hakkında konuşma. | Open Subtitles | لذا لا تتحدثي معي بشأن أمور لا تفهمينها, مفهوم؟ |
Bugün, polislerin küçük şeyler hakkında yalan söylediğine inandırdık yarın da büyük şeylerde yalan söylediklerine inandıracağız. | Open Subtitles | اليوم نجعلهم يفكرون بأن الشرطة كذبوا بشأن أمور بسيطة، وبحيث أن نقوم غداً بجعلهم يرون أن الشرطة كذبوا بشأن أمور كبيرة. |
Evlendiğinizde, çok önemli olmayan konularda, çenenizi kapatıp, sineye çekmeniz gerekebilir ama bazı şeyler çok önemlidir. | Open Subtitles | حين نتزوّج علينا أن نعضّ لساننا بشأن أمور صغيرة غير مهمّة لكنّ بعض الأمور مهمّة جداً |
Bütün gece diğer konularda bana karşı çok kabaydı. | Open Subtitles | كانت لئيمة معي طوال الليل بشأن أمور أخرى |
Biliyorsun, ben böyle şeyler hakkında endişe gibiydim. | Open Subtitles | تعلمين ، أني أقلق قليلاً بشأن أمور كهذه |
Kürsüde o kadar kolayca yalan söyledi ki, belki başka konularda da yalan söylemiştir. | Open Subtitles | هي فقط كذبت بهذه السهولة على المنصة ربما هي كذبت بشأن أمور آخرى |
Bu konuda haklı çıktıysan, diğer konularda da haklıydın belki. | Open Subtitles | لا يمكنني إلا التفكير بأنك لو كنت محقاً بشأن هذا فربما كنت محقاً بشأن أمور أخرى |
Başarılı olmuş. Ebeveynler bu konularda heyecanlanır. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} لقد أبلت بلاءاً رائعاً، يتحمس الأباء بشأن أمور كهذه. |
Herkese karşı dürüsttün sonra benim de bazı şeylerde sana dürüst olmamı istedin. | Open Subtitles | لقد كُنتِ صريحةً بهِ مع الجميع وبعدَ ذلك أردتِ بأن أكونَ معكِ صريح بشأن أمور. |