Kendini birisine karşı savunmasız bırakması Çok zor bilir misin. | Open Subtitles | هو يَتْركُ نفسك بشدّة تَكُونُ ضعيف مَع شخص ما، تَعْرفُ؟ |
Ne kadar zor olursa olsun hayata tutunmalısın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَعِيشَ مهما كان بشدّة هو. |
Eh, Çok kaba olmaya başladılar. Ben kabalığa tahammül edemem. | Open Subtitles | حسناً، كانوا بشدّة الوقاحة، ولا يمكنني غضّ النظر عن ذلك. |
Onun hakkında tek bildiğim bu olduğuna göre sütü daha sert sağmalıyım. | Open Subtitles | وباعتبار أن ذلك هو الشيئ الوحيد الذي أعرفه هعنها سأستغل ذلك بشدّة |
Şimdi ise gerçekten birini sevmek istiyorum fakat yaşıtım erkeklere bakıyorum beni korkutuyorlar. | Open Subtitles | الآن أرغب بشدّة أن أحبّ, لكنّي لا أقابل سوى فتيان في مثل عمري, إنّهم يخيفونني. |
Eğer bir nebze de olsa, hayatta olduğunuzu düşünüyorlarsa sizi kesinlikle beni aradıklarından daha sıkı bir şekilde arayacaklardır. | Open Subtitles | اذا ظنوا أن هنالك أية فرصة أنك على قيد الحياة بالتأكيد سيبحثون عنك بشدّة أكثر مما عملوه ليه أبداً |
Ceset parçalarını dondurmak için kullanmıştım. Son derece etkili. Ve adamın parmağını fena yakıyor. | Open Subtitles | أستخدمه لتجميد أعضاء الجسم، إنّه فعّال للغاية، ولكنه يحرق بشدّة |
Eski karımın çocuğu olamıyordu, o kadar Çok istiyordum ki. | Open Subtitles | زوجتي السابقة لم يكن بوسعها الحمل وكنتُ أتوق لهم بشدّة |
Akıllarından geçenleri tahmin etmek zor. | Open Subtitles | بشدّة لتَخَيُّل الذي يَمْرُّ به أفكارهم في هذا الوقتِ. |
Belki de insanlara Çok zor güvendiğimdendir. | Open Subtitles | لربّما هو لأن أجده بشدّة للإئتمان أي شخص. |
Yetişkinlerle konuşmak ne kadar zordur bilirim, konuşmak isteseniz bile zor olur. | Open Subtitles | أعرف هكذا بشدّة هو أن يتكلّم مع البالغين، بالرغم من أنّ تشعر مثلك تريد إلى. |
Ve sanırım o gece Çok ağladım neyse, Çok zaman oldu. | Open Subtitles | وأعتقد أنّني بكيت بشدّة حسناً، على أيّة حال، مرّ زمن طويل |
Çocuklarıma durmaları için bağırdığımda, bazen bana her ikisi de der ki o bana daha sert vurdu. | TED | الآن عندما أصرخ في وجه أطفالي ليتوقفوا، في بعض الأحيان يجيبني الإثنان بأنّ الآخر ضربه بشدّة. |
Ye. Madam, o daha önce bana Çok sert vurdu. | Open Subtitles | السيدة، صفعني بشدّة جدا امام كامل القرية |
Onları tanıman zor olacak, çünkü gerçekten hoş giyinirler. | Open Subtitles | هم سَيصْبَحونَ بشدّة أَنْ يَكتشفوا ' يَجْعلُ هم لَبسوا لطفاءَ حقيقيينَ. |
45 dakikalık dövüş için, 45 bin dakika sıkı çalışman gerek. | Open Subtitles | الآن، ل 45 دقيقة من القتال , انت يجب ان تتمرن بشدّة ل45,000 دقيقةِ. |
Arkadaşıma eşek şakası yaptım ve fena halde yaralandı. | Open Subtitles | لقد صنعتُ مقلباً بأحد أصدقائي وها هو يبدو مصاباً بشدّة |
Cazibesi olan çekici bir adam gördüm ve onunla tanışmayı o kadar Çok istedim ki her şeyi bir yana bırakıp üzerine atladım. | Open Subtitles | رأيت رجلاً جذّاباً، فاتنٌ بعض الشّيء و رغبت في مقابلته بشدّة لدرجة أنّني تجاهلت كلّ شيء و ألقيت بنفسي عليه |
Bazen onları Çok fazla zorlarız ve bu ilerde içerlemeye ve suçluluğa dönüşür. | Open Subtitles | لذا, أحياناً نضغط عليهم بشدّة. و هذا يؤدي للإستياء و الشعور بالذنب. إذن.. |
İşlerin iyi gitmesi, Tanrı'nın "Kıçını iyi kolla çünkü Çok kötü bir tekme yemek üzeresin" demesi demek bence. | Open Subtitles | عندما تسير الأمور على نحو حسن، أتوقع أنّها إشارة من الربّ لنحمي أنفسنا لأنّ مكروهاً سيصيبنا بشدّة |
Burada Brezilya'daki meslektaşları tarafından şiddetle tavsiye edilen insanlar var. | Open Subtitles | هناك أناس هنا، موصى بهم بشدّة من زملاء في البرازيل |
Seni o kadar yönlendiriyor ki şimdi de İngilizce mi öğretiyor? | Open Subtitles | ،هذه المرأة تخدعك بشدّة إنها تعلمك الإنكليزية الآن؟ إنها لا تخدعني |
Aynı suçtan daha önce kaydı da bulunduğu için ağır şekilde cezalandırıImalıdır. | Open Subtitles | أيضاً لديه سوابق سوء معاملة لذلك، لا بدّ له أن يُعاقب بشدّة |
Geçmiş Noelleri sizinle geçirmediği için son derece pişman olan yaşlı bir sersemden. | Open Subtitles | من عجوزٍ أخرق، يأسف بشدّة على أيام الميلاد الفائتة التي كان من الممكن أن يشاركها معكم |