"بشرائها" - Translation from Arabic to Turkish

• satın
• aldığını

- Hayır, öyle demedin. Hayır, onları satın al dedim.
لم تفعلوا , لا . قد أخبرتكم أن تقوموا بشرائها

Bence satın almış olamaz. Bu bir dikkat dağıtma. Burada.
أظن أنه لم يقم بشرائها هذا إلهاء ، أنه هنا

Biz de öyle düşündük. Ama ardından babam satın aldığın limon koruluğundan bahsetti...
هذا ماعتقدناه، ولكن أبي أخبرنا بمزرعة الليمون التي قمت بشرائها

Son zamanlarda çok giyiyorsun ve sanırım 20 yıl önce satın alırken yanındaydım.
انت ترتدينها كثيرا في الاونة الاخيرة واعتقد انني كنت معك عندما قمت بشرائها منذ عشرين عاما

Bu harika çocuğun cinayet günü aldığını kabul ettiği bıçağa ne diyeceksiniz?
ماذا عن السكين التي اعترف الولد بشرائها ليلة القتل؟

Yıllardır söylemedim liste ortaya çıktığında onu satın aldım.
لم أخبر أحداً لمدة سنتين وعندما ظهرت القائمة قمت بشرائها

parayla satın alabileceğiniz herşeyi alabilirsiniz.
ممكن الحصول علي جميع المواد الجيدة بشرائها بالنقود.

Mahallede bir çocukta gördüm, babasından satın aldım.
رأيت في المنطقة صبيا يقودها، فقمت بشرائها من والده.

Kasım'da Başkan Kelly'den satın aldım.
قمت بشرائها من المأمور كيلي في نوفمبر المنصرم

Kadın çamaşırı biriktirmek istiyorsan, niye satın almıyorsun?
إذا أردت جمع ملابس النساء الداخليه ألا يمكنك أن تقوم بشرائها ببساطة ؟

Camında satılık olduğu yazıyordu ve o gün hayatımın en güzel günüydü, bende satın aldım.
ومن ثم رأيت ملصقاً عليها لعرضها للبيع وكان أفضل يوم في حياتي وقمت بشرائها.

Hiçbir şey. Silahlar ucuzdu, biz de satın aldık.
لا شيء من هذا, الأسلحة كانت رخيصة, لذا قمنا بشرائها.

Bir restoran zinciri burayı satın almış.
قامت سلسلة مطاعم بشرائها في الآونة الأخيرة

Yani, onları benim için satın aldığını düşündüm.
أعنى ، لقد ظننت أنك قد قمت بشرائها

Yüzyıllarca Unami Kızılderililerinin yerleşimine sahne olan Staten Island İngilizler tarafından 1670'de satın alınmış.
بعد ان ظلت محتلة من قبيلة "يونامي" الهندية لمئات السنين قام الانجليز بشرائها عام1670

Bunu satın almazlarsa çocuklarının dışlanma ve kırk yaşına dek bodrumlarında yaşama riskini göze almış olacaklar.
وإذا لم يقوموا بشرائها. فإنهم يُخاطرون بأن يُصبح أبناؤهم متخلّفين. وسوف يعيشون أسفل المنزل حتى يصل عمرهم إلى أربعين عام.

satın aldığım arabanın bagajında bulmuştum.
عثرت عليه في صندوق سيارة قمت بشرائها.

Sadece sınır dışında satın alamazsın.
غير مسموح بشرائها خارج الحدود

Belli ki onları bana bir başkasının aldığını düşünüyorsun.
بأن شخص آخر قام بشرائها لي و هذا ما أثار حنقك

Tonga'nın silah aldığını biliyorduk ama para ödemediğini bilmiyorduk.
ولكن ما لم نكن نعرف هو أنه لم يقم بشرائها. - كانوا الدفع لخدماته.