"بشرط واحد" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir şartla
        
    • Tek şartla
        
    • şartıyla
        
    • Bir şartım var
        
    • Bir şart
        
    Apandisinizin yıllar önce alındığını Bayan Jenkins'e tek bir şartla söylemem. Open Subtitles أن زائدتك الدودية قد تمت إزالتها منذ سنوات ، بشرط واحد
    Ya da yarın, Lisbon'a dönebilirsiniz. bir şartla. Open Subtitles يمكنك الرحيل إلى لشبونة غداً، بشرط واحد.
    Ya da yarın, Lisbon'a dönebilirsiniz. bir şartla. Open Subtitles يمكنك الرحيل إلى لشبونة غداً، بشرط واحد.
    Pekala, Bayan Brown, bu odayı Tek şartla alırım. Open Subtitles وي حسنا ، سيدة براون ، سآخذ هذه الغرفة لكن بشرط واحد
    Tamam ama onu gezdirmeye çıkarman şartıyla. Open Subtitles حسنا تومي بشرط واحد أن تأخذ تومي خارجا للتنزه
    bir şartla. Bana şimdi burada verirsen onu! Open Subtitles بشرط واحد أن تأخذني الآن, في هذا المكان هنا
    Tamam, 1 0 olsun. On dolara götürürüm, ama bir şartla. Open Subtitles حسنا , سأوصلك مقابل 10 دولارات بشرط واحد
    Ama tek bir şartla. Silahlarınız bizde kalacak. Open Subtitles و لكن بشرط واحد يجب أن تتركوا أسلحتكم معنا
    Sıcak noktayı bulabilirim, Lorne ama tek bir şartla. Onlarla gitmek zorundasın. Open Subtitles يمكننى أنأعثر لك على بقعة ساخنة لكن بشرط واحد , أن تذهب معهم
    Fakat tek bir şartla nasıl gideceklerini anlatır. Open Subtitles هو يخبرهما أنه سيأخذهما إلى ذلك المكان بشرط واحد
    Bir şartla: Batı Almanya'da üsse girişte ve çıkışta hiç bir faaliyette bulunmayacaksınız. Open Subtitles بشرط واحد يمكن من اتخاذ أي إجراء في ألمانيا الغربية
    Sana saldıran şeyi öldürürken beni bir şartla çekebilirsin: Open Subtitles يمكنك تصويرى عندما أقتل الشئ الذى إعتدى عليكم بشرط واحد:
    Ve seni tek bir şartla bağışlayabilirim. Open Subtitles . و لكن مازلت أحبك و يمكننى أن أسامحك . بشرط واحد
    Bir şeyler ayarlayabilirim. bir şartla. Open Subtitles أظنّ أن بوسعي تدبير شيئًا وهذا بشرط واحد
    Teklifini tek bir şartla kabul ederim. Geceyi benim planlamama izin vereceksin. Open Subtitles سأقبل بشرط واحد وهو أنْ تتركيني أخطّط للأمسية
    Beyler, insan kırkayak fikrimi ancak bir şartla kullanabilirsiniz. Open Subtitles أيها السادة، يمكنك استخدام فكرة ام الاربعة والاربعين البشرية ولكن بشرط واحد.
    Tamam, sen kazandın seninle sevişeceğim ama bir şartla. Open Subtitles حسناً، انت تنتصر .. سأنام معك .. ولكن بشرط واحد..
    Tek bir şartla bu konuya yer vermeme izin verdiler. Open Subtitles و أخبروني بانهم سيسمحون لي بذلك بشرط واحد
    Tek şartla kocanızı bağışlamaya karar verdik. Open Subtitles إتفقنا على العفو عن زوجك بشرط واحد
    Tek şartla: Silahını getirmiyorsun. Open Subtitles بشرط واحد أن لا تحضر سلاحك معك
    -Sadece herşeyi benim ödemem şartıyla. -Anlaştık. Open Subtitles ولكن بشرط واحد وهو أن أتحمل تكاليف العشاء بالكامل
    Tek Bir şartım var... sattığın her ceset başına bir pound istiyorum. Open Subtitles بشرط واحد أنا أريد جنيهًا واحدًا لكل جثة تبيعها
    Babacığına seni kurtarması için gittin ve sana tek Bir şart koştu. Open Subtitles ستذهب لأبيك لأجل أن ينقذكَ لكنهُ يوافق بشرط واحد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more