Ama kızıl saçlı beyaz gözlü bir kız hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لكني لا أتذكر أي فتاة بشعر أحمر وعيون بيضاء |
Sinemanın ortasında kızıl saçlı bayanın telefon ettiğini iddia ediyordu, ben de kontrol ettim. | Open Subtitles | زعم رؤية مرأة بشعر أحمر تجري إتصالاً في نصف الفيلم وسوف أتحقق منه |
Çocuklarımı arıyorum. kızıl saçlı üç oğlan. | Open Subtitles | أنا آسفة، أنا أبحث عن أولادي ثلاثة أولاد بشعر أحمر |
Bunu doğru okuyorsam, ki okuyorum içlerinden biri çok uzun boylu, kızıl saçlı, bağlanmış olan bir adam. | Open Subtitles | ولو قرأت هذا جيداً وهذا ما افعله فأحدهم طويل للغايه ذو عضلات مفتوله بشعر أحمر |
Bu filmde, iki kızıl saçlı küçük kız boşanmış olan anne ve babalarını birbirlerine yeniden aşık etmeye çalışırlar. | Open Subtitles | في هذا الفيلم فتاتان بشعر أحمر جاءتهم فكرة خداع والدهما المطلقين كي يحبوا بعضهم مجدداً |
Caleb, kızıl saçlı bir bayanın onu ziyaret ettiğini söyledi. | Open Subtitles | كاليب) قال أن هناك سيدة لطيفة بشعر) أحمر قامت بزيارته |
kızıl saçlı küçük oğlan değil mi? | Open Subtitles | إنه فتى صغير بشعر أحمر , أليس كذلك؟ |
- Başka kızıl saçlı birini tanımıyorum. | Open Subtitles | ـ لا أعرف واحدة آخرى بشعر أحمر |
kızıl saçlı daha genç bir hatun buldu. | Open Subtitles | إستخدم فتاة أصغر , بشعر أحمر |