Ama özel olarak tek bir şeyi söylemen için seni buraya çağırdım. | Open Subtitles | طلبت منكم هنا لتقابلني لتقول لي بشكل خاص شيء واحد فقط صحيح. |
Petrov oturumda destekler gibi konuşuyor ancak benimle özel olarak görüşmüyor. | Open Subtitles | بتروف سيقوم بالنقاش في الجلسة لكنه لن يلتقي معي بشكل خاص |
İlk problem çoğu akademik çalışmanın devlet tarafından finanse edilip özel olarak dağıtılması. | TED | أول مشكلة هي أن معظم البحوث الأكاديمية يتم دعمها بشكل علني لكن نشرها يتم بشكل خاص. |
Medya karartması özellikle Robin için çok zordu çünkü, o medyanın ta kendisiydi. | Open Subtitles | التعتيم الإعلامي كان صعباً على روبن بشكل خاص لأنها ،حسناً ، هي الإعلام |
Yani, verildi, ama özellikle belli bir sıçan yüzünden çıktı bu ceza. | Open Subtitles | أقصد بأنهم فعلوا، لكن كل ذلك كان بسبب جرذ واحد بشكل خاص |
Evliliğiniz hakkında konuşmak istememenizin Özel bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب بشكل خاص أنك لا تريدين مناقشة زواجك؟ |
TED'i seviyorum. Müsade ederseniz, özel olarak, gelecekte TED'i Teknoloji, Eğlence ve Dominikliler'in kısaltması olarak hatırlayacağım. | TED | أحب تيد. وإن لم تمانعو، بشكل خاص الأن، في المستقبل، سأفكر في تيد كإختصار للتكنولوجيا، التسليه والدومنيكيين. |
Bir hastayla özel olarak ilgilendiğin besbelli bana göre. | Open Subtitles | من الواضح تماماً أنك كنت تفحص مريضاً بشكل خاص |
- Bayan Wilberforce Albay Courtney sakıncası yoksa sizinle özel olarak konuşmak istiyor. | Open Subtitles | الرائد كورتناي يود أَن يتكلم معك بشكل خاص إذا لم تمانعي |
Aslında başkanla özel olarak da görüştü ama ne yazık ki fotoğraf çektirmek için yeterli zaman yoktu. | Open Subtitles | في الواقع هو التقى بشكل خاص مع الرئيس لكن للأسف، لم يكن هناك وقت لأخذ صورة |
Sanırım size özel olarak anlatmam gereken özel birinden. | Open Subtitles | من شخص ما أعتقد أنني سأخبركم عنه بشكل خاص |
Orada bu adamlara karşı özel olarak tasarlanmış bir silah olabilir. | Open Subtitles | مصمم بشكل خاص لقتالهم لن يساعدنا هذا السلاح ضد أتباعهم |
özel olarak duymak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد توقعت أنك أردت إستقبال الرسالة بشكل خاص |
Senin yıldızın içinde geçidi tuşlama teorilerin özellikle dikkatimi çekti. | Open Subtitles | كنت مهتمه بشكل خاص بأحد نظرياتك باإتصال ونحن داخل النجم |
Şimdi, üçüncü adım tüm paydaşlarla ortak olmak zorunda olmamızdır ve bu özellikle dinleyicilerin inançsız olanlarıyla ilgilidir. | TED | الآن، الخطوة الثالثة هي علينا أن نشارك جميع أصحاب المصلحة، وهذا مهم بشكل خاص لغير المتدينين من الجمهور. |
Son zamanlarda çokça kullandığım özellikle ilginç bir yöntem evrimin kendisidir. | TED | وأحد تلك الطرق المثيرة للإهتمام بشكل خاص والتي كنت أستخدمها بكثرةٍ مؤخراً هي عملية التطور نفسها. |
Çözüm: özellikle mantık, strateji ve liderlik üzerine yoğunlaşan, idari eğitime kitlesel bir akış. | TED | الحل: تدفق كبير للتثقيف الإداري الذي يركز بشكل خاص على المنطق والاستراتيجية والقيادة. |
Ama ayrıca araştırmaya da ilgi duydum. özellikle şu madde ilgimi çekti, nitrik oksit. | TED | كما أصبحت مهتم بالبحث بشكل خاص أصبحت مهتم في مادة أكسيد النتريك |
İkinci olarak, bu aslında kontrolü hala sağlıyor olmakla ilgili bir şey; ama çok Özel bir şekilde. | TED | والشىء الآخر هو انه كونك مسيطر ولكن بشكل خاص جداً |
Bilirsiniz, Pek de üzerine konuşmayı sevdiğimiz ya da açık bir şekilde icra ettiğimiz bir şey değildir. | TED | كما تعلمون، هو أمر لا نود حقاً أن نتحدث عنه، وما زلنا نستمر بعمل ذلك بشكل خاص. |
Son bir şey: Bu konu hakkında yıllarca çok üzerime gelindi ancak bunun buradaki seyirciler için bilhassa önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | شيء واحد نهائي -- لقد كنت مضطربا للغاية حول هذا لسنوات ، لكنني أعتقد أنه من المهم بشكل خاص لهذا الجمهور. |