sessizce ve yavaş yavaş adanın içine doğru ilerleyeceğiz. | Open Subtitles | حسناً يا رجال. إننا نتقدم بشكل هادىء جداً داخل البلاد. |
Sadece burada oturup, tek başıma sessizce yemeğimi yemek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أجلس فقط هنا وآكل بشكل هادىء لوحدي. |
Derek Vinyard bu sabah hapisten sessizce çıktı... üç koca yıl cezasını tamamladıktan sonra. | Open Subtitles | كان " ديري فنيارد "أصدر بشكل هادىء في " تشينو في صباح هذا اليوم بعد خدمة ثلاث سنين |
Mahkumlar arasındaki söylentiye göre, bir kraliyet affıyla, uzak bir yere götürülüp, sessizce orada yaşamış ve kraliçe tarafından sık sık ziyaret edilmiş. | Open Subtitles | كان هناك بعض الهمس بين السجناء انه انه استلم عفو ملكى و تم اصطحابه الى البلاد حيث عاش بشكل هادىء كانت الملكه تزوره فى بعض الاحيان |
sessizce, sadece bir müfreze savunma timi. | Open Subtitles | أنا سأخذهم بشكل هادىء |
sessizce hareket edin! | Open Subtitles | تحرّكوا بشكل هادىء. |
Gidiyoruz, sessizce. | Open Subtitles | خطب ما، سنتحرك، بشكل هادىء. |
Ama bunu sessizce yapmalıyım. | Open Subtitles | بشكل هادىء |