Bekleyin, bekleyin, dağılmayın! Harika bir öfkeli kalabalıktınız! Kızacak başka bir şey düşünürüz! | Open Subtitles | انتظروا ، لا تتفككوا ، أنتم عصابة جيدة سنفكر بشيء آخر نغضب بشأنه |
Her ölüm farklı başka bir şey gibi gösterilmeye çalışılmış. | Open Subtitles | كل ميتة منها مختلفة تم إرتكابها لتبدو أشبه بشيء آخر |
Başka şeyler yapmak için bir süreliğine şehre indim. - Doğru. | Open Subtitles | إتجهت إلى الجانب الآخر من المدينة لفترة لأقوم بشيء آخر. |
Sana bir şey daha diyeyim üç Oscar kazanan ilk kişi ben olacağım. | Open Subtitles | و دعيني أخبرك بشيء آخر أنا سأكون أول شخص يحصل على ثلاث أوسكارات |
başka bir şeyi düşün. Mesela mezuniyeti. Planların neler? | Open Subtitles | فكّري بشيء آخر كالتخرُّج ألامَ تخططين، الجامعة، السفر؟ |
Aklıma başka birşey gelmiyor. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير بشيء آخر الآن |
Hayır hayır bana hikayeyi anlat. Başka bir şeyler söyle. | Open Subtitles | لا لا لا , أخبرني بقصة أخبرني بشيء آخر هنا |
Kafam bana bir sey, vücudum baska bir sey söylüyor benim asil sorunum kendisini fiziksel bir bozukluk olarak gösteriyor... | Open Subtitles | رأسي يأمرني بشيء ما جسدي يأمرني بشيء آخر حالتي القيّمة تتجلى على وجه الدقة كما لو كانت عطل جسدي في.. |
Ayrıca, işine kendini öyle vermişti ki, başka bir şeye hayatında yer yoktu. | Open Subtitles | لقد كان مُهتمّاً بعمله كثيراً، ولم يكن لديه متسعاً للإهتمام بشيء آخر. |
derler. Çocuk ilgisini çoktan yitirmiştir ve başka bir şeyle uğraşıyordur, ama baba kaleler yapar sadece. | TED | الطفل فقد الإثارة و بدأ يلعب بشيء آخر. لكن الأب وحده يصنع القصور. |
Belki de insanların makineden uzaklaşmasını sağlıyor ve tam da o aralıkta başka bir şey yapmalarına imkan sağlıyordu. | TED | ربما يسمح للناس بالإبتعاد عن أجهزتهم ويقومون بشيء آخر خلال الوقت المحدد. |
Benim için iş, yerine başka bir şey de yapıyor olabileceğim bir şey değil. | TED | العمل ليس مجرد مهمة أقوم بها عندما أكون أفضل القيام بشيء آخر. |
Koku alıcıları, koku almamızı sağlamanın yanı sıra, başka bir şey daha yapıyor olabilir mi? | TED | هل يمكن للمستقبلات الشمِّية أن تقوم بشيء آخر بالإضافة للسماح لنا بالشّم؟ |
Bir teknoloji devinin kontrol edip satmasına izin vermek dışında dikkatinizle yapabileceğiniz başka bir şey. | TED | يمكنكم القيام بشيء آخر بخصوص انتباهكم عدا السماح لشركات التقنية الكبيرة في السيطرة على انتباهكم وبيعه. |
Seninle konuşurken Başka şeyler düşünmeyi kes. | Open Subtitles | توقف عن التفكير بشيء آخر عندما أتحدث إليك |
Sağ ol ama benim gidip yapmam gereken Başka şeyler var. | Open Subtitles | شكراً، لكن... يجب... يجب أن أذهب وأقوم بشيء آخر |
Sonra onunla tanıştım Başka şeyler hissettim | Open Subtitles | و بعدها قابلت فتاة و شعرت بشيء آخر |
Sana bir şey daha söyleyeyim. | Open Subtitles | دعني أخبرك بشيء آخر .. إن فعلت مثل هذا الشيء مجدداً |
Ama söz veriyorum,... Yakında başka bir şeyi hissetmene izin verecek. | Open Subtitles | لكنّي أؤكّد لكِ أنّه سيجعلكِ تشعرين بشيء آخر قريباً |
Ve bu çeşit fenomen yani işleri halletmek için gereken kısa süreler bana başka bir şeyi hatırlatıyor rahatsız edildiğinde işe yaramayan bir şey o da uyku. | TED | وهذا نوع من الظاهرة ككل وجود رشقات نارية قصيرة في وقت لإنجاز عمل يذكرني بشيء آخر لا تستطيع عمله عند المقاطعه إنه النــوم |
başka birşey yapmak istemedim hiç. | Open Subtitles | ولم أرغب يوماً أن أقوم بشيء آخر |
Eğer bu ameliyat hazır değilse, başka bir şeyler yapmalısın. | Open Subtitles | إن لم تكن هذه العملية جاهزة، فعليك الخروج بشيء آخر. |
Sana baska bir sey söyleyeyim. | Open Subtitles | دعني أخبرك بشيء آخر |
Seni başka bir şeye inandırdıysam özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف إذا كنت قد أوحيت لك بشيء آخر. |
Katilin bıçağı kanla kaplıydı ama sapı başka bir şeyle kaplıydı: | Open Subtitles | شفرة سكين القاتل مغطاة بالدم ولكن المقبض مغطى بشيء آخر |