- Bunu doğru dürüst yapalım. - Haydi bebek, işe koyulalım. | Open Subtitles | دعنا نفعل هذا بصواب يا رحل هيا يا حبيبى, بشكل طبيعى |
En sonunda ne düşündüğümü biliyorum... neyin doğru olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كل ما يهم هو أنني أعرف بما أفكر وأعرف ما هو بصواب |
Daha önce hiç ayrılmamıştım doğru mu yapıyorum hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | لم أفعل ذلك من قبل ولا أعرف مطلقا إن كنت أفعلها بصواب |
doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü meselesi değil. | Open Subtitles | لا علاقة للأمر بصواب أو خطأ، بخير أو شرّ. |
Gerçek bu işte. doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü meselesi değil. | Open Subtitles | لا علاقة للأمر بصواب أو خطأ، بخير أو شرّ. |
Bence doğru çalışacaklardı. | Open Subtitles | اعتقدت انهم سيقومون بذلك بصواب. |
doğru şeyi yaptığına inandığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك مؤمن بصواب ما تقوم به |
doğru şekilde kullanacağını anladığımda vereceğim. | Open Subtitles | عندما اعلم انك سوف تستخدمها بصواب |
doğru şeyi yaptığına inandığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك مؤمن بصواب ما تقوم به |
Yaptığınız şeyin doğru olduğuna inandığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك مؤمن بصواب ما تقوم به |
Sen doğru düşünemiyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط لا تفكر بصواب |
Sen doğru düşünemiyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط لا تفكر بصواب |
Herşeyi doğru yapmıştı. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شيء بصواب |
Herşeyi doğru yapmıştı. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شيء بصواب |
Bu yaptığımız hiç doğru değil, çocuklar. | Open Subtitles | هذا ليس بصواب يا شباب |
Hayır. doğru yaptın. | Open Subtitles | كلا، تفعلينها بصواب |
Bir şeyleri doğru yapıyoruz. | Open Subtitles | إننا نفعل شيء ما بصواب |
- doğru değil bu. - Ne değil? | Open Subtitles | هذا ليس بصواب - ماهو الغير صواب؟ |
Şu anda doğru düşünemiyor. | Open Subtitles | ...إنها لا تفكر بصواب |
doğru değil. | Open Subtitles | هذا ليس بصواب |