| Üstünde ki isimleri değiştir. kredi kartımı kullan. | Open Subtitles | غيري هذه الاسماء بهذه استخدمي بطاقتي الائتمانية |
| - kredi kartımı en son altı ay, üç hafta ve dört gün önce kullandım. | Open Subtitles | مرت ستة أشهر وثلاثة أسابيع واربعة أيام منذ آخر مرة قمت فيها باستخدام بطاقتي الائتمانية |
| Bu sabah, kredi kartı için kabul edildim, dişlerimdeki ağrı durdu. | Open Subtitles | فهذا الصباح, تم الموافقة على بطاقتي الائتمانية وتوقفت أسناني عن التهابها |
| Al işte Kredi kartım. Yemekler benden. Üzgünüm. | Open Subtitles | هذه بطاقتي الائتمانية العشاء علي انا آسف |
| Benim kredi kartımla yarın için, | Open Subtitles | لقد قامت بحجز على بطاقتي الائتمانية |
| Bu sabah derginizi aldım ve üç mağazaya kredi kartlarını uygun bir yerlerine sokmalarını söyledim. | Open Subtitles | قمتُ بشراء مجلتكِ هذا الصباح وقمت باكتشاف ثلاثة متاجر لأنفق فيها من بطاقتي الائتمانية |
| Hepsini kredi kartımdan çek, sevgili dostum. | Open Subtitles | اسحب كل شيء من بطاقتي الائتمانية أيها الرجل الطيب. |
| kredi kartımı en son kullanmamın üzerinden tam olarak altı ay, üç hafta ve dört gün geçti. | Open Subtitles | مرت ستة أشهر وثلاثة أسابيع واربعة أيام منذ آخر مرة قمت فيها باستخدام بطاقتي الائتمانية |
| Yani göğsüm aslında kılsız değil kredi kartımı annemler ödüyor. | Open Subtitles | أعني، نعم صدري ليس بلا شعر طبيعياً ووالديّ يدفعان فواتير بطاقتي الائتمانية |
| Bunu almak için ilk kredi kartımı aldım. | Open Subtitles | أنا فتحت بطاقتي\ الائتمانية لكي أحصل على هذا |
| Benim kredi kartımı benden daha çok kullanıyordu. | Open Subtitles | استخدمت بطاقتي الائتمانية أكثر مما فعلت |
| Biri kredi kartımı çalıp New York'ta çılgınlar gibi alışveriş yapmış. | Open Subtitles | - يا إلهي - أحدهم سرق بطاقتي الائتمانية وهرب, وقام بصرفهم على أشياء مجنونة في (نيويورك) |
| Biri kredi kartımı çalıp New York sokaklarında bir alışveriş çılgınlığı yaşamış. | Open Subtitles | - يا إلهي - أحدهم سرق بطاقتي الائتمانية وهرب, وقام بصرفهم على أشياء مجنونة في (نيويورك) - كيف؟ |
| Onlar kredi kartı dökümümde paketi 7 dolar olarak gözükecek. | Open Subtitles | سوف تظهر على بطاقتي الائتمانية بـسبعة دولارات للكيس |
| Bu numarayı kredi kartı ekstresinden bulmuş herhâlde. | Open Subtitles | يبدوا أنه تعقبني من إيصال بطاقتي الائتمانية |
| Butikte onun aldıklarını gördüğüm zaman, kredi kartı hareketlerimi gözden geçirdim. | Open Subtitles | عندما رأيت اختياراتها في المتجر، راجعت كشف حساب بطاقتي الائتمانية |
| Benim Kredi kartım öyle büyük miktarlara izin vermiyor. | Open Subtitles | بطاقتي الائتمانية لا تقبل مثل هذه المبالغ الباهظة |
| Kredi kartım reddedildi ve biri arabadaki tüm nakit parayı harcamış. | Open Subtitles | بطاقتي الائتمانية تم رفضها، وأحدهم صرف كل الأموال التي لدينا في السيارة. |
| Kendi Kredi kartım! | Open Subtitles | بطاقتي الائتمانية! |
| - Yeter bu kadar. - kredi kartımla ödedim. | Open Subtitles | هذا يكفي - كانت على بطاقتي الائتمانية - |
| Lacey'in Society Hill'den kredi kartımla aldığı 300$'lık bir şapkayı iade etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | اضطررت إلى ارجاع القبعة التي اشترتها (ليسي) من "مجمع" هيل مقابل 300 دولار باستخدام بطاقتي الائتمانية |
| "Bu sabah derginizi aldım ve şimdiden üç mağazaya kredi kartlarını nerelerine sokacaklarını söyledim." | Open Subtitles | قمتُ بشراء مجلتكِ هذا الصباح وقمت باكتشاف ثلاثة متاجر لأنفق فيها من بطاقتي الائتمانية |
| Salt Lake'i boş verip, sizinle Vegas'a geleceğim, kredi kartımdan borç alıp o parayı 20,000 dolara dönüştüreceğim. | Open Subtitles | , "أنا لن أذهب " سالت ليك "أنا سوف أذهب معكم إلى "فيغاس سأقترض بعض المال . من بطاقتي الائتمانية |