"بطيئاً" - Translation from Arabic to Turkish

• yavaş
• yavaştı
• yavaşça
• ağır
• yavaşlıyor
• yavaştım
• geç
• yavaşlamaya
• yavaşlamıştır
• yavaştın
• yavaşlıyordur
• yavaşlıyorsun

Yani diyoruz ki, uzun, yavaş ve acılı bir ölüm olan çimentonun derisini yakmasının devam etmesini tercih ederiz.
لذا تقولون أنه من الأفضل أن نراه يموت موتاً بطيئاً و مؤلماً بينما الألكاين في الأسمنت يتابع حرق جلده؟

Hızlı aksın, yavaş aksın ya da isterse hiç hareket etmesin...
سواء مرّ سريعاً أو بطيئاً أو حتّى إذا لمْ يمضِ إطلاقاً

Bu oldukça yavaş ve verimsizdi, metal kablolar veri hızını sınırlıyor ve enerji, boşa harcanmış ısı olarak kayboluyordu.
كان ذلك بطيئاً وغير فعال، حيث تحد الأسلاك المعدنية من معدلات البيانات وتضيع الطاقة كحرارة مهدورة.

Mantıklı, glukoza verdiği yanıt yavaştı, ve potasyum seviyesi düşüktü.
هذا منطقي، نظراً إلى أن الغلوكوز كان بطيئاً والبوتاسيوم منخفض

Ben de tam diyordum ki, sen önce yavaş başlarsın, ama sonra seni tutabilene aşkolsun.
كنت أخبرهم أنك ربما تكون بطيئاً فى البداية لأنة لا يوجد أحد أسرع من ذلك

Güçlü bir şekilde toparlanan düşmana karşı yavaş ve kararlı bir ilerlemeydi bu.
لكن تقدمهم جاء بطيئاً أمام عدو نجح فى إستعادة توازنه بسرعة

- Kulübenin verandasını parçalamayacak kadar yavaş değildin.
ليس بطيئاً كفاية. لدرجة أنك انتزعت الشرفة الأمامية للمقصورة

Eğer yanılıyorsan, Benson, intikamım çok yavaş ve nahoş olur.
لو أنك مخطئ يا بينسون فسوف يكون إنتقامي بطيئاً و غير سار

Genişliğinden dolayı KGB bazen yavaş uyanır.
فسبب حجم الإستخبارات الروسية يكون إيقاظها أحياناً بطيئاً

Ondan umutlarını kesmiş olan doktorlar, şimdi yavaş da olsa, iyileşmesini bekliyorlar.
و الأطباء الذين رأوا أن فرصته فى النجاة قليلة يتوقعون له الآن تحسناً بطيئاً و شفاءاً كاملاً

Belki çok yavaş değilsin ama o kadar da iyi değilsin.
ربما لست بطيئاً جداً ولكنك لست عظيماً جداً ايضاً

Çok yavaş değilsin, ama çok da iyi değilsin.
انت لست بطيئاً جداً ولست عظماً جداً ايضاً

Soymuş olsak, yavaş bir kaçış yolu olmaz mıydı?
إذا كنا سرقناه لأصبح هذا هروباً بطيئاً تماماً، أليس كذلك؟

Şahsi ortamda yapabilirdik, ama Rusya'da, donmuş ağaçları keserken yavaş bir ölümü bekleyeceğin Sibirya'ya gönderilme riski vardı.
سرّاً كنا نستطيع ذلك لكن في روسيا فأنت تُخاطر في إرسالك إلى سيبيريا لكي تموت موتاً بطيئاً وتُقطع الأشجار المجمدة

Yarınki dinlenme gününün, çalışma keyfi olmadan yavaş geçtiğini göreceksin.
ستجد يوم الراحة غداً يمر بطيئاً بدون متعة العمل

Diğerlerine göre daha yavaştı. Onu çabucak hallettim.
لقد كان بطيئاً عن البقية، لقد قتلته سريعاً

Bir erkeğin, bir kadına sevgisini göstermek için güzel çiçeklerin koparılmasının ve yavaşça ölmelerinin izlemesinin garip olduğunu söylemiştim.
قلت بأنه غريبٌ بأن الرجال يظهرون العاطفة عن طريق إقتلاع شيء جميل من الأرضِ و يرونها تموت موتاً بطيئاً

giderek kötüleşiyordu. O yüzden makinadan kalktım, ve oturma odamda yürürken bedenimin içindeki her şeyin, çok ama çok yavaşladığını fark ettim. Ve her adımım kaskatı, iyice ağır,
يزداد سوء. فتركت الجهاز وأنا أمشي على أرضية غرفة المعيشة وأدرك أن كل شيء داخل جسدي قد أصبح بطيئاً.

- Neden hep, öğle vakti işler yavaşlıyor?
لماذا الأمر بطيئاً للغاية دائماً بوقت الغذاء؟

okadar abartılmayı haketmiyorum anlaşılan eskiden iyiymişsin evet yavaştım çok iyide kayamıyordum profesyonel hokeye devam edemedim ama şut çekmeye bayılırım ama tekrar hokey oynamak isterdim
نعم إنهم يضعون معايير سهله لمن يعتبروه واحداً و يبدو أنك رشحت للمنتخب كنت بطيئاً و لم أستطيع التزلج للخلف

Biraz yavaş, biraz geç. Ama sadece bir kez.
إن كنت بطيئاً قليلاً أو متأخراً قليلاً، مرة واحدة فقط

4 yıI kadar önce evdeki internet yavaşlamaya başladı.
...قبل حوالي 4 سنوات الانترنت بدأ يصبحُ بطيئاً في بيتنا

O yeterince yavaşlamıştır.
هذا سيكون بطيئاً بما فيه الكفاية

Bu tepeye tırmanmaya çalıştın ama çok yavaştın ve seni yakaladılar.
محاولاً تسلق هذا المرتفع, لكنك كنت بطيئاً و امسكوا بك

-Belki de Yamyam yavaşlıyordur.
-ربما أصبح "الكانيبال" بطيئاً .

Sen yavaşlıyorsun.
لقد أصبحت بطيئاً