"بظروف" - Translation from Arabic to Turkish

    • şartlar
        
    • koşullar altında
        
    • yaşadım
        
    • zamanlardan
        
    Hem o, hem de Udo politik şartlar sebebi ile kendilerini ailelerinin ülkelerinde kısıtlanmış hissediyor, en anlamlı alışkanlıklarının ve bağlarının kurulduğu yerde yaşarken. TED كلاهما هو و أودو مقيدان بظروف سياسية خاصة بدول آبائهم. من العيش حيث توجد بعض من طقوسهم وعلاقاتهم التي تعني لهم الكثير.
    Ancak bu şartlar altında olacağını tahmin etmemiştim. Open Subtitles ولكنّي لم أخمّن أبدًا أني سأراكَ بظروف مماثلة.
    Farklı koşullar altında, Birbirimizi görseydik keske ama burada olmana sevindim Open Subtitles كنت أتمنى أن نرى بعضنا بظروف مختلفة، ولكنني مسرور لأنك هنا
    Zorlu, hatta bazen acımasız koşullar altında yaşayan ve çalışan insanlara baktım ve bu deneyim benim, sağlık hizmetlerine bakış açımızın aslında temelden farklı bir yönde olması gerektiğine inanmama yol açtı. TED اعتنيت بأشخاص يعيشون ويعملون بظروف صعبة إن لم تكن قاسية وقد قادني ذلك العمل للإيمان بأننا نحتاج إلى طريقة مختلفة جذريًا في منظورنا للرعاية الصحية
    Son iki yıl içinde, çok şey yaşadım. Zor oldu. Open Subtitles و لكني كنت أمر بظروف صعبة في السنوات القليلة الماضية
    Daha kötülerini yaşadım. Open Subtitles .لقد مررت بظروف أسوأ
    Bak, annenle babanın zor zamanlardan geçtiğini biliyorum. Open Subtitles اسمعي, أعلم أن والديك يمرون بظروف صعبة
    İşçiler daha iyi şartlar için başkaldırdı. Open Subtitles العمـــال طالبوا بظروف أحسن في مجال أعمالهم والشركة جابهت مطالبهم
    Yüksek sıcaklıklarla birlikte pamuk yetişmesi için harika şartlar oluştu. Open Subtitles ، ومع درجات الحرارة المُرتفعة هذا كله يُبشر بظروف رائعة لزراعة القطن
    Ben de seni Rezo. Keşke başka şartlar altında görüşseydik. Open Subtitles و أنتَ أيضاً يا (ريزو)، آمل لو تقابلنا بظروف أفضل.
    Düşünüyorum da... Başka şartlar altında tanışmış olsaydık. Open Subtitles أتصور لو ألتقينا بظروف مختلفة
    Böyle üzücü şartlar altında olduğu için üzgünüm. Open Subtitles آسف لكونه يمر بظروف صعبة
    Anne, korkarım ki hiç de hoş olmayan koşullar altında geri döndüm. Open Subtitles أماه ، أخشى أني قد عدت بظروف غير سعيدة.
    Keşke burada farklı koşullar altında olsaydım Open Subtitles وددت أن أقابلك بظروف مختلفة
    Şey, her nerden geliyorsa, bayağı sert zamanlardan geçmiş. Open Subtitles لقد مرت بظروف صعبة.
    İyi ve kötü zamanlardan geçiyorsunuz. Open Subtitles أنتِ تمرين بظروف صعبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more