"بعدل" - Translation from Arabic to Turkish

    • adil
        
    • adilce
        
    • dürüstçe
        
    • adalet
        
    • eşit
        
    • âdil
        
    • dürüst
        
    • hakkımla
        
    • hakkıyla
        
    Kimse zengin ya da fakir değil. Tabiatın masasında herkese adil paylaşım. Open Subtitles ولا وجود لغني أو فقير، بل يتشارك الجميع بعدل على مأدبة الطبيعة
    Zamanla hepsini unutacağım ama şu an için, bu hiç adil görünmüyor. Open Subtitles سأفقد كل ذاكرتي في النهاية ..لكن في الوقت الحاضر هذا ليس بعدل
    Aksine bir neden sunmadığınız sürece size karşı adil olacağım. Open Subtitles سأتعامل بعدل معك حتى تظهر لي سبب لعدم فعل هذا
    Muhalif avukatın meraklandırıcı cinsel yaklaşımına karşı çıktığım için üzgünüm ama aslında öğrenmem gereken; müvekkilimi serbest meslek sahibi olarak adilce yargılayabilir misiniz? Open Subtitles انا اسف للممازحة الجنسية فى استشارتى لكن حقا ما انا بحاجة لمعرفته هو هل يمكنك الحكم على موكلتى صاحبة عمل مستقل، بعدل ؟
    Ben kaybettim. Gayet dürüstçe söylüyorum. Ve de uyumak istiyorum. Open Subtitles و أنني خسرت بعدل و إنصاف و صليب على قلبي و امل أن تذهب إلى النوم
    Ne yazık ki mimari, hepimizin hikâyelerini eşit ve adil bir şekilde anlatmak konusunda iyi bir iş çıkaramamış. TED لسوء الحظ، الهندسة المعمارية لم تكن تقوم بعمل عظيم في إخبار قصصنا جميعنا بعدل.
    Ama öncekilerden farklı olarak, Machiavelli, ideal bir hükûmeti tanımlamaya çalışmadı ya da okuyucusunu adil ve erdemli bir şekilde yönetmeye teşvik etmedi. TED ولكن على عكس من سبقوه، لم يحاول مكيافيلي وصف حكومة مثالية، أو وعظ جمهوره على الحكم بعدل واستقامة.
    Bu mükemmel şövalye... adil ve cesurca dövüşen bu adam kazanmalıydı. Open Subtitles هذا الفارس الممتاز الذي بارز بعدل و كياسة, كان يجب أن يربح
    Lütfen, Baba, karışma. Onu adil bir şekilde yenebilirim. Open Subtitles ارجوك يا ابى لا تتدخل استطيع ان اكسبه بعدل
    O kadar çok birikmiş dava var ki bu davaların adil biçimde görülmesini garantilemek istedik. Open Subtitles مع كل هذا الرد المدني نريد التأكد حقاً بأن هذه القضية يتعامل معها بعدل
    Ne de olsa hükümetin herkese adil davranması gerekiyor. Open Subtitles مع ذلك الحكومة يجب ان تعالج كل شخص بعدل ومساواة ألا تعرف ؟
    Galiba diğer çocuklarla adil bir oyun oynamamışsın. Open Subtitles يبدو أنك لم تكن تلعب بعدل مع الأطفال الآخرين
    Ama bariz görünüyor ki o yapmıyormuş ki bu hiç adil değil çünkü yapmadığımızı bana söylemeliydi. Open Subtitles ولكن من الواضح انه هو لا يدعي وليس هذا بعدل أبداً كان حري به أن يخبرني بذلك
    Yeşil Canavar Springfield'ta adil yargılanmaz. Kabul edildi. Open Subtitles الوحش الاخضر ليه مش بيتحاكم بعدل ف سبرينجفيلد داون تاون
    Bu adil değil. Open Subtitles دائماً يتمكنون منك عن طريق الضرائب, وهذا ليس بعدل
    Mojitolara, modellere ve Isabella' ya daha yakınım ama adil olalım. Open Subtitles صحيح, اني مولع بإزابيلا, والعارضات والموهيتو لكني العب بعدل
    Pes etme. adilce ve açık ara kazandım. Open Subtitles لا تستسلم, لقد فزت بعدل تام لقد تنافسنا رأساً برأس..
    Ona boş bırakacakları arazi için dürüstçe ödeme yaptım. Open Subtitles دفعت له بعدل ومربع الأرض التي كانوا يعشيون بها بخمول
    Bu yüzden baronluğuna adalet ve eşitlikle davranacak birine ihtiyacım var. Open Subtitles لهذا أحتاج شخص ما يُعامل نبيلته بعدل ومُساواة
    Sıkı dövüşün, özgürce dövüşün ve âdil dövüşün. Open Subtitles قاتل بقوه, وقاتل بحريه وقاتل بعدل.
    Hayır, hayır, hayır. Bu bebek bizim. Biz bunu dürüst bir biçimde kurtardık. Open Subtitles لا, لا, لا, هذه الصغيرة ملكنا لقد أنقذناها بعدل و أمانة من يجدها يحتفظ بها
    Bu ünvanı hakkımla kazandığımda, hatalarım affedilecek ve pisliğin teki olmadığım anlaşılacak. Open Subtitles ربحي لهذا اللقب بعدل و إنصاف سيثبت أنني لست فاسداً و سيغسل جميع أخطائي
    Kendi kazandı. Bileğinin hakkıyla. Open Subtitles ربحه ، بعدل و أمانة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more